Sabun kokusunu severim ben, en çok da beyaz sabun kokusunu..Temizlik kokusudur benim için..Çamaşır suyuna gönülden bir bağlılığım olduğu doğrudur ama, ille de beyaz sabun..
Sonra baharatların da en kokulularını severim en çok..Safran gibi renk verenlerini de eksik etmem evden ama, kekik, nane, fesleğen başkadır her zaman..
Deniz kenarından toplanmış taşlara, midye kabuklarına, deniz yıldızlarına sinen o yosun, o iyot kokusuna da hayranım tertemiz havluların o hafif deterjan kokusuna olduğu kadar..Evdeki kek-kurabiye kokusu, yağda kavrulan sarımsağın kokusu..Yuvanın kokusudur benim için..Haa bir de biber dolmasının kokusu..Mum kokusu ise, hep de tam ders çalışmaya başlayacağım akşamüstü saatlerinde elektriklerin kesildiği, sobanın kül kokusunun annemin mutfakta yemek için erittiği yağın kokusuna karıştığı çocukluğumun kokusudur benim.. Ben bir koku-severim galiba, hem de bazen anılarını görüntüleriyle, sesleriyle değil kokuları ile hafızasına kazıyacak kadar..
En çok, çocukluk kokularını özlüyor insan.
YanıtlaSilEvet, o günlerden uzaklaştıkça daha da değerleniyor o kokular..
SilKoku , bir kimlik gibi. İnsanı yıllar öncesine götüren ve pek çok şeyi anımsatan bir duyu.
YanıtlaSilİyi ki koku alabiliyoruz, yoksa hayat siyah-beyaz bir film gibi olmaz mıydı?
Silçocukluğuma dair bidolu kokuyu çıkardı getirdi bu post... içime çektim, bazıları sızlattı... olsun... güzel kokulardı...
YanıtlaSilKokular olmasaydı ne fena olurdu di mi, herşey eksik kalırdı! Benim de hiç unutmadığım kokularım var tee çocukluğumdan kalan...
YanıtlaSilSen peki Süskind'in Koku'sunu okudun mu? O nasıl feci bir kitap, feci sarsıcı, çarpıcı, feci işte...
Okumaz mıyım, o balıkların arasındaki bebek sahnesi, hele annesinin onu temizlemesi..Yok yok, ben daha hoş kokular anımsamak istiyorum :))
Silkokularda hemfikiriz... de...
YanıtlaSilBen o palyaçoya bayıldııım-bittiiim... Nasıl da şekilden şekile girmiş o öyle canım yaaaa :)))