28 Haziran 2016 Salı

Sıcak Günlerde Şükür


Böyle sıcak günlerde, güneşin o en kızgın saatlerini evin kuytu ve gölgelik yerlerinde geçirirken seviyorum bir şeylerle oyalanmayı..Boş duramıyorum zaten havalar nasıl olursa olsun..Ama böyle zamanlarda  kendim için, sadece kendim için bir şeyler yapmayı seviyorum en çok da..Misafir geldiğinde kullanılmayacak, içine bir şeyler konulmayacak, bir ihtiyacı gidermeyecek, sadece ve sadece kendim için, ruhumu okşasın diye, gözüme hoş görünsün diye, sadece kendime...



Aslında sandık kullanacaktım ama, böyle bir mdf panoyaymış kısmet..Güzel bir resim, biraz tahtadan çakılmış görüntüsü, biraz eskitme, ve panoda yazıldığı gibi, bolca da "şükür"..Sıcağa, soğuğa, bunları hissetmeye, bunlardan korunabilmeye, elimle bir şeyler üretebilmeye, bunları paylaşabilmeye..Şükür, çok şükür..




24 Haziran 2016 Cuma

Çiçekler ve Meyveler



Yazın rengi beyaz ve mavi değil mi pek çoğumuz için? Kıştan beri kullandığım patchwork yastığım bile sıcakların bastırmasıyla daha başka görünmeye başladı gözüme..Baktıkça ferahlatan, tabii ilk denemem olduğundan her bakışımda beni tekrar sevindiren bir yastık..

Yaz sıcaklarının etkisiyle, evdekilerin de renklerini değiştirmeye başlarken buluyor insan kendini bir anda..Bizim buz kovası, eski krem rengi giysisini fırlatıp attı da, beyazlarını giyiniverdi işte..Hatta emayelere meydan okurcasına bir mavi ile birlikte..Sonra, şimdilik meyve değilse de, bir kucak dolusu çiçeği o serin, metal kucağına alıverdi de, "tamamdır dedi", "ben hazırım yaza..Şu soğuk kahveden bir fırt versene.."



23 Haziran 2016 Perşembe

Deniz Kabukları ve Yumurta Kutusu



Yoktum..Adana'nın sıcaklarında biraz kavrulup geldik..Hatta o kavurucu sıcaklara aldırmayıp, Büyük Saat, Küçük Saat vs.. şehrin turistik sayılabilecek yerlerini, bakırcılarını, eskicilerini bile gezip döndük..Bir de döndük ki, bizim İstanbul da arada esen o rüzgarı olmasa yarışır oralarla..Çabuk pes ettim bu yıl, bu kadar yaz yetti bana, klima altında yaşıyorum, sudan çıkmıyorum bu aralar:))


Ama denizi de özlüyor insan, her yaz sonu "özlemem artık, belki de hiç" derken çocukluğumun aaayyylaaarcaaa yazlıkta geçen bence çoook sıkıcı, bunaltıcı, yalnız ve İstanbul'dan uzak o günlerinin travmasıyla,  tatilcilerin boşalttığı şehir merkezinin tadını çıkarırken, yine de denizi özlüyor insan..Denizden yüzünüze esen o tuzlu, yosun kokulu serin rüzgarı çekiyor canı..Belki de böyle zamanlarda en iyisi, eski tatillerin ganimetleriyle oyalanmak, deniz kabuklarını büyüklüklerine göre ayırmak, renklerine, cinslerine göre kavanozlamak, hatta boşalan yumurta kutularından "deniz kabuklukları" üretmek :)) En sevdiğim plajlardan birini hatırlamak..Daha oraya gitmeden, adından serinlemek, gevşemek..   

Yok, yok, şu ara en iyisi yine klimayı açmak:))


10 Haziran 2016 Cuma

Bildiğiniz



Ramazan'da tatlı lazım..Biraz hamurlulardan sütlülere geçiş olmalı tabii..Güllaç'ı hiç bir şeye değişmem, ama bu yıl güllaç dışında geleneksel tatlılar var hep aklımda..En tanıdık, en bildik tatlar..


İşte bildiğiniz irmikli etimek tatlısı..Annelerimizden miras hepimize..İrmik tatlısı, o da öyle değil mi zaten? Biraz ekmek kadayıfı lezzeti, biraz irmiğin kaymağımsı hali..Hadi, biraz da güllaç taklidi yapsın şöyle çilekler bol, çok bollaşmış iken..(ve gerçekten, nasıl bu kadar da bol bu çilek artık?)

Ve artık biliyorum..En beğenilen tatlar, hep o çocukluğumuzda damağımızda kalanlar ve yıllar sonra bugün aynı tarifi kendi mutfağınızda uygularken bu defa anneniz yerine sizin kendi aileniz için gönlünüzden bir parça içine katıverdikleriniz..Artık Biliyorum..

1 paket Tuzsuz Etimek
     
3,5 çay bardağı Toz Şeker    
5 çay bardağı Su

1 çay bardağı İrmik     
1,5 çay bardağı Toz Şeker     
500 gr.Süt     
1 pk.Vanilya

½ pk.Krem Şanti
1 çay bardağı Süt    

Bir tencerede su ve şeker  15 dk. Kaynatılır. 10 dak. Oda sıcaklığında soğumaya bırakılır. Etimekler kare bir kaba dizilir. Üzerlerine şerbet dökülür.
Başka bir tencerede irmik ,seker, vanilya ve süt ocakta koyulaşana kadar pişirilir. Sıcak halde etimeklerin üzerine dökülerek soğumaya bırakılır.
Tamamen soğuduğunda krem şanti ile süt çırpılır. İrmikli katın üzerine krem şanti eklenerek, süslenir. Buzdolabında iyice soğutularak servis yapılır. 

Afiyet Olsun..Hayırlı Ramazanlar..

5 Haziran 2016 Pazar

Sabah Yıldızı



Ramazan öncesi son kahvaltı Pazar gününe denk gelince, zaten özenli pazar kahvaltıları daha bir özelleşiyor..Bu sabah peynirlerimiz yıldızlıydı ama günün asıl yıldızı çemenli kurabiyelerdi..Uzun ve sıcak ramazanlarda pek baharat tercih etmemek lazım ya, öncesinde baharat depolarını doldurduk böylece:))

Bu arada, peynirleri bildiğiniz kurabiye kalıpları ile hazır dilimlenmiş peynirlerden keserek yaptım, lütfen "yıldız peynir" bulacağım diye marketlerin reyon görevlilerini taciz etmeyelim:))



Ama yine de kahvaltılar için, akşamüstü çayları için, sahurlar için tavsiye ediyorum..Az yağlı, neredeyse kuru ama baharatlarından dolayı çok lezzetli..Çemenli rulo kurabiyeler..

1 çay bardağı Sıvı yağ     
200 gr.Eritilmiş Margarin     
1,5 çay bardağı Yoğurt     
1 Yumurta Sarısı     
1 çay kaşığı Tuz     
1 çay kaşığı Toz Şeker     
1 pk.Kabartma Tozu     
7 su bardağı Un     
1 çay bardağı Çemen Tozu    
Üzeri: 
1 Yumurta Akı 
3 çorba kaşığı Susam

Bir kapta çemen dışındaki tüm malzeme yoğurulur. Hamurdan portakal büyüklüğünde parçalar koparılarak merdane ile açılır. Üzerine çemen tozu serpilerek rulo yapılır. 2 parmak kalınlığında kesilip, yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizilir. Üzerlerine yumurta akı sürülüp, susam serpilir. 175 C fırında 35 dak. pişirilir.    

Afiyet Olsun, mis koksun.. 

4 Haziran 2016 Cumartesi

Ton


Önce balık mezatından eski bir fotoğrafla merhaba diyeyim, kısmetiniz bol olsun, ağzınızın tadı yerinde, keyfiniz gıcırında, sevdikleriniz heep yanınızda olsun..


Sabah, ılık ve hafif rüzgarlı bir güne uyanıp, sahilde çay içerek başlayınca, öğleden sonra da böyle geçecekti tabii..Hafif bir şeyler lazım çayın yanına..Kahvenin daha doğrusu..Öğleden sonra bizim için kahve zamanı malum, artık bilmeyeniniz kalmadı..Ama hafiften frene basarak başlamalı Ramazan'a..Az yiyerek, hafif yiyerek..


Kurabiyelerimiz yulaflı bu sefer..Çıtır çıtırlar..İçindeki hindistan cevizi sebebi ile de şu "coco", "cocos", işte kokonat kısaltması her ne kurabiye varsa onlara benziyor..Yulafseverlere gelsin, bir de kahvecilere..Çünkü yulafın hafif sütlü tadı ile kahve yanına acayip yakışıyor..



1 su bardağı Toz şeker     
150 gr.Oda Sıcaklığında Margarin     
1 Yumurta     
1 pk.Kabartma Tozu     
300 gr.Yulaf Ezmesi     
1 su bardağı Hindistan Cevizi    
 4 çorba kaşığı Un

Bir kapta tüm malzeme yoğurulur. Top top şekil verilerek yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizilerek 175 C fırında 25 dak. pişirilir. 

Afiyet Olsun..

Not: Yaa, bu mavi soda şişesine bayıldım ben, rengine, şekline..Benim için çeşm-i bülbül, benim için murano, benim için başka bir şey oldu..Sanıyorum bizimkisi "ten" değilse de "ton" uyuşması:)) 

3 Haziran 2016 Cuma

İyi Tatiller


Güzel bir hafta sonuna yaklaşıyoruz..Önümüzdeki haftadan itibaren biz bir süre akşamüstü çay/kahve keyiflerine ara vereceğiz..Az yiyeceğiz, ama aslında az konuşacağız, nefsimizi daha az dinleyip, sadece midemizi değil, aklımızı, beynimizi, ruhumuzu, bizi asıl insan yapan her şeyimizi arındırmakla meşgul olacağız..Şimdi hazırlık zamanı..Derin derin nefesler alıp, bir fincan kahve ile eksiklerimizi, düzeltebileceklerimizi gözden geçirme zamanı..Tatil? Tatile daha çok var bizim için..Okullar açılsın önce, sahiller boşalsın, denizler ısınsın..Çok var..Tatilden önce hazırlanmamız gereken kocaman bir Ramazan var önümüzde..Ama hafta sonu geliyor önce..İyi tatiller şimdiden..  



3 Yumurta     
1 su bardağı Toz Şeker     
1 su bardağı Kuru Dut     
1 su bardağı Ceviz     
125 gr.Eritilmiş Margarin     
2 su bardağı Un     
1 pk.Kabartma Tozu     
1 çay bardağı Su    
1 tatlı kaşığı Tarçın 

Bir kapta tüm malzeme çırpılır.Yağlanmış kek kalıbına dökülerek 175 C fırında 45 dak. pişirilir. 

Afiyet Olsun..


2 Haziran 2016 Perşembe

Karışık Simit Poğaça


Simit..Herkesin sevdiği, pastanesi ayrı, taş fırını ayrı, kazanı ayrı, gevreği ayrı güzel..Çocukluğumuzun son kısımlarına yetişen o örgü şeklinde uzun olanlarının artık içi dolgulularını da yapıyorlar ya hani..Özellikle vapur yolculuklarında bayılırım ben onlara çayın yanında hem simit, hem de kahvaltılık her şey gibidir, işte bu poğaça da onlardan..

Yaz İstanbul'da bu kadar kendini hissettirmeye başlamışken, biz bile burada sahillerde, deniz kenarlarında ayağımızı denizin içinden çıkarmadan oturmaya başlamışken serinleyebilmek için, Ege, Güney, bu yaz Allah hepimizin yardımcısı olsun..Böyle sıcaklar olacaksa bu yaz dedikleri gibi, en çok kahvaltı ile geçireceğiz günlerimizi anlaşılan ve işte tam o günlere yakışır bir tarif..


4 su bardağı Un     
½ pk.Instant Maya     
1 çorba kaşığı Tuz     
1 tatlı kaşığı Toz Şeker     
½ çay bardağı Sıvıyağ     
1 su bardağı Ilık Su
İçi: Kaşar Peyniri, Sucuk, Zeytin
Üzeri: 1 çorba kaşığı Pekmez     Susam

Bir kapta tüm hamur malzemesi yoğurulur. 8 bezeye ayırılır. Kaşar peyniri, sucuk ve zeytin küp küp doğranarak karıştırılır. Bir tabakta pekmez 1 çay bardağı su i,le karıştırılır. Başka bir tabağa da susam dökülür. Her bir hamur bezesi merdane ile tatlı tabağı büyüklüğünde açılır. İçine karışık harçtan konulup, rulo şeklinde sarılır. Önce pekmezli suya, sonra susama bulanarak yağlı kağıt serili tepsiye dizilir. 180 C fırında 30 dak. pişirilir. 

Afiyet Olsun..Ağzınızın tadı hep yerinde olsun..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...