28 Kasım 2018 Çarşamba
Bahçem
Biraz zeytin, biraz lavanta, limon ağacı olmadan olmaz, tamam, yeni moda ama bir saksı da kumkuat..Bahçem işlerken böyle hayal ettim saksılarını..Diktim, budadım, hasat ettim hatta..Bahçede geçti günlerim..Renkler, toprak saksılar beni başka diyarlara taşıdı, bitsin istemedim..Belki de bazen, aynı evin içinde, aynı koltuktan kalkmadan tatile gitmenin, bağ bahçe içinde zaman geçirmenin, kafa dağıtmanın en iyi yolu iğne-iplik..Buyurun, siz de koparın bahçemden canınız ne çektiyse, ürün çok, ürün verimli, topladıkça çoğalıyor, paylaştıkça artıyor, sevgi gibi..
24 Kasım 2018 Cumartesi
Pembe Çiçekler, Pembe Umutlar
One stroke uğraşılarım içinde en çok mum, mumluk, cam boyamaları sevdim galiba..Desen desen, renk renk, sonsuz bir deniz..Hele farklı renk mumlarla daha da farklı oluyor, yüzlerce kombinasyon yani..
Pembe, benim için, toprak tonlarıyla, kremlerle, bejlerle güzel..İstanbul'daki evin salonundaki monotonluğu pembelerle kırmayı sevdim ben, ee, English Home de çok yardımcı oldu tabii, ne yalan söylemeli..Kışı da özlemişiz bu arada, şimdi salonumun fotoğraflarını sizlerle paylaşırken bir defa daha anladım, durun, yeni yıl da gelsin bir, güzel olacak inşallah, her yeni yıl, yeni umutlarla gelir, iyi olacak inşallah bu kış..Soğansız da olsa olur, bedende can olsun da, yavan ekmek yeter insana, yanında sevgilinin ılık nefesi estikten sonra..
16 Kasım 2018 Cuma
Kırmızılara Devam
Mutfağa kırmızı dokunuşlara devam..Sırada bir de tepsi var..Servis tepsisi olarak ne kadar hoş da dursa, aslında tuz, karabiber, ıvır zıvır, ocak yanındakileri derli toplu tutma amacıyla süslendi..
Yazısı el yazısı, bildiğiniz, benim yazım yani, kopyalayıp, boyadım kalemle, mükemmel olmayarak, mükemmel bir görünüme kavuştu bence,özel seçilmişlerden..nefis...
Hafta sonunuz özel geçsin, güzel geçsin..
14 Kasım 2018 Çarşamba
Bizim Justine
Bugünkü tarifimiz Justine..Daha doğrusu Foodie’nin
Justine pastasının pratik hali..Tembel Justine belki de :)) Keki hazır çünkü, siz sıkça kullandığınız favori bir pandispanya tarifiniz ile de yapabilirsiniz tabii..Sade herhangi bir kek yeterli bence..Ama kayısı ile
bademin bu mükemmel uyumu, üzerine bir de beyaz çikolata eklenince..Anlatılmaz,
soluksuz yutulur..Galiba benim için biraz da Dedeme giderken Cihangir’deki
pastaneden aldığımız damalı pastanın o minik karelerini birleştiren kayısı
reçeline, kekin üstündeki kavurulmuş bademlerin tadı karışırken damağımda kalan
o tat, koku ve çocukluğum..İşte karşınızda..
1 pk.Hazır Sade Pasta Tabanı
İçi:
125
gr.Kuru Kayısı
1,5 çay bardağı
Su
1 çay bardağı Toz Şeker
Kreması:
1 kutu
Krema
200 gr. Beyaz Çikolata
Üzeri: 1 tatlı kaşığı Margarin
50 gr.File Badem
Bir gece önce beyaz çikolatalı
kremayı hazırlamak için bir sos tenceresinde krema ısıtılır, ateşten alınıp
içine küçük parçalara kırılmış beyaz çikolata eklenip karıştırılarak
buzdolabına kaldırılır. Kayısılar da yıkanıp, bir kasede suyla bir gece
bekletilir.
Ertesi gün önce kayısılar
içinde bekledikleri suyla, şeker de ilave edilerek yumuşayana kadar pişirilir
ve blendır’dan geçirilir. Soğumaya bırakılır. Bir tavada margarin eritilip,
file bademler arada hafifçe ters yüz edilerek kavurulur ve soğumaya bırakılır.
Afiyet Olsun..Çocukluğunuzun tatları damağınızdan hiç kaybolmasın..
12 Kasım 2018 Pazartesi
Bir Kırmızı Buse
Bazen çok şey yapmak gerekir güzelleştirmek için, bazen de hiç bir şey..Bu kesme tahtası o "hiç bir şey istemeyenlerden" işte..Zaten güzel..Güzelliğinin yanında, kendini alt raflarda unutulmuş bulduğum dükkanda bambunun vakarına yakışmaz bir uygun fiyatta..Mutfağa her girişte "günaydın, bir kahve?" diye sesleniyor..
O zaman, minik kırmızı bir öpücük, onu mutfağa eklemeye yeter de artar bile dedim..Biraz da rafya, "hoş geldin" hediyesi..Zaten "güzeldi", "tam benlik" oldu..
6 Kasım 2018 Salı
Bir Parça Keçe
Şu bir parça keçeden neler çıkıyor? Kesince atmayan kenarları ile bir süredir hepimizin gönlünne taht kuran keçelerden kutular, sepetler yapmak harika oluyor..
Bu sepet de basit bir altıgenden..Köşelerden ortaya doğru birer uzun çentik atıp biraraya getirince tamamdır..Fazla malzemeye ulaşılamayan her yerde, hem üretmenin keyfini yaşatıyor insana, hem de iş görüyor..Kucakta yünlerle evin içinde dolaşmaktansa, eskilerin dediği gibi, "5 dakikada Beşiktaş", gerçi artık İstanbul'da 5 dakikada herhangi bir yere varabilmek mümkün değil ama, olsun..:))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)