15 Temmuz 2016 Cuma

Siz Ne İçin Mutfaktasınız?



Hamur işlerini yapmaya da yemeye de pek meraklı olmayan bir annenin, ortaokuldan itibaren mutfaktan çıkmayan kızı olarak büyüdüm ben..Su böreği ile başladım ki, ne kadar su böreği denirse işte..Teknikler falan tamam da, hamurun kalınlığı konusunda bir şey diyemeyeceğim..Yazlıkta domates soslu bir şeylerin üstünde balkon masasındaki fesleğenlerden doğrayarak devam ettirdim merakımı..Mutfakta olmak, kendimi, sınırlarımı, yeteneklerimi sınamaktı o zamanlar..

Gittiğim evlerden, akraba ziyaretlerinden elimde tariflerle döndüm hep annemin tersine ve babamın her gün tüm köşe yazarlarını okuduğu o 5 gazetenin (evet, eskiden gazetelerin köşe yazarları farklı farklı şeyler yazarlardı, her birini okurduk ayrı ayrı o zamanlar) ben de tüm yemek köşelerini hatmederdim (Ergun Köknar vardı, tariflerine bayılırdım)..Ama annemin derslerime mani olacak korkusuyla çok da gönüllü misafir etmediği mutfağında zorla, inatla, sabırla bir yer elde edişimin asıl sebebini biliyorum, benim büyük ağabeyim de çok güzel yemek yapardı, ekmek dolması, incir tatlısı gibi Ege yemeklerini ilk babamın elinden tatmıştım..Ve o, her yılbaşı evde hazırladığımız açık büfenin tüm kanepe çeşitlerine benim okuldan dönüşümü beklemeden asla ama asla başlamazdı.Mutfakta olmak, insanın içinde zorda kalırsa her şeyi başarabilecek bir yaşam enerjisi olduğunu fark etmekti o zamanlar..    



Çalışma hayatım da, eenn yoğun çalışan iş kadının da dolabında hep bir kaç çeşit yemeğinin olabileceğini, 15 dakikada kurabiye, 30 dak. da kek pişirerek çat kapı gelen herkesi ağırlayabileceğini ispatla geçti..Mutfakta olmak, faiz, kredi, süreç, prosedür değil sadece, kadın olmanın da altından kalkabilmekti o zamanlar..

Ve şimdi, vaktimin eskisine göre çook bol olduğu bu dönemimde yine mutfaktayım severek, bayılarak, zevkten kendimden geçerek..Bu sefer her mutfağa girişim, şu an yanımda olmayan annemle bir olduğumu hissetmek..Babamın, küçük kızını hayatta her şey için cesaretlendiren kahramanımın,  ilk yaptığım keklerden olan "ebruli keki", hem tadı hem de görünüşünü alkışlayıp, dilim üstüne dilim yerken ki o övgü sözleri kulağımda..Annemle Babamın seyahatlerde oldukları günlerde bize anneminkilerden de güzel çeşit çeşit yemekler yapıp sofralar kuran ağabeyimle "yemeği hangimiz yapacak" kavgamız hala gözlerimin önünde..Yazlıkta küçük ağabeyimle baş başa kaldığımız o bir kaç gün ocağın üstünde yaptığımız o beyaz peynirli tostların kokusu burun direğimi sızlatıyor hatırladıkça.. Ve galiba, insan hayatının her döneminde başka bir şey için mutfakta..Benim mutfaktaki bu dönemim, çocukluğuma bir selam, yaşanmış yıllarımın bir özeti ve yaşayamadığımız daha nice mutfak-yemek hatırasına bir özlem..Siz ne için mutfaktasınız bu aralar?



Ben zeytinli poğaça için mutfaktaydım, bayıldığım o mayalı ve kuru poğaçalardan birini yapıp çayın yanında dişlerken, ve bu arada Ramazan'dan kalma demirhindi ile son bir defa yaptığım şerbetin soğumasını beklerken, "geldik, gidiyoruz, ama yaşadık işte bir şeyler çok şükür" derken mutfaktaydım..Yaş ilerledikçe biraz da şükretmek için mi giriyorum mutfağa yoksa? 




6 su bardağı Un     
1 çay bardağı Sıvı yağ     
1 su bardağı Yoğurt     
80 gr.Eritilmiş Margarin     
1 çorba kaşığı Instant Maya     
1,5 tatlı kaşığı Toz Şeker     
1 çay bardağı Ilık Süt    
İçi: 250 gr.Çekirdeksiz Siyah Zeytin
Üzeri: 1 Yumurta Sarısı

Tüm hamur malzemesi yoğurularak oda sıcaklığında üzeri kapalı şekilde 25 dak. bekletilir. Hamur tekrar yoğurularak ceviz büyüklüğünde parçalar koparılır. Her biri çay tabağı büyüklüğünde elle açılıp, içlerine 3-4 zeytin yerleştirilerek kapatılır. Yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizilerek , oda sıcaklığında 45 dak. daha bekletilir. Üzerlerine yumurta sarısı sürülerek 200 C fırında 20 dak. pişirilir.

Afiyet Olsun..Bu hafta sonu da mutfağa girmek için hep çok güzel sebepleriniz olsun..

13 Temmuz 2016 Çarşamba

Bu Sıcaklarda


Bilmiyorum benim gibi bu sıcaklarda kedi yavrusu gibi yün yumaklarıyla oynayarak gününü geçiren var mı? Bir de lif örerek, "tığ işi" koleksiyonumun en önemli parçalarından birini daha tamamladım:)) Sanıyorum sıcakları kaçırmadan bir kese atmak isteyenler için de kullanışlı bir çalışma oldu:))

Havalar sıcak, serinlerde geçsin günleriniz..


12 Temmuz 2016 Salı

Hardanger


Sıcak hava dalgalarının biri gidip, biri gelirken, iyi oldu aslında, sabah erkenden çıkıp, gezip, işlerimizi halledip akşam serinliğine kadar kapalı kaldığımız evde, elimdeki devam eden işleri birer birer bitiriyorum da..



Bu fincanlarla aynı zamanda gönlüme düşmüştü bu örtü..Öyle olunca renkleri birbirine uygun bir çay masası hayal ettim..Kenarlarını, ortaokul yıllarımdan kalma antika ile, sıçan dişi ile katladım, kendinden tonlamalı, ebruli bir açık mavi ile işledim. Biraz da beyaz ve pembe..Her seferinde tamam, bu da son olsun diyorum ama, çok seviyorum ben bu sarmalı, kesmeli Hardanger'i, galiba devamı gelecek, hep gelecek..

Elimdeki işler, yemekler, yaz rehaveti falan derken, bazen post yazamasam da, facebook paylaşımlarımda daha mı disiplinliyim ne? Küçük, kısa, günlük paylaşımlarım için beni de eklerseniz listelerinize çok sevinirim.. https://www.facebook.com/pages/Hasmavi/935645956461504

5 Temmuz 2016 Salı

İyi Bayramlar



Sakinliği ile, sessizliği ile, serinliği ile bize bayram ettiren bir İstanbul'dan mutlu bayramlar herkese..Ağzınızın tadı hiç bozulmasın, her gününüz bayram olsun..

1 Temmuz 2016 Cuma

Yazlık Penyeler



Şu penye ipler, tam yazlık..Kalın kalın, kolay örülüyor, çabuk bitiyor..Düzgün oluyor, ayakta duruyor.. İnsan ördükçe, bitirdikçe, yenisine başlamak istiyor hemen..Annemin yıllarca tığla ördüğü örtülere, okul yakalarına, hırkalara, bluzlara burun kıvıran ben, bir elde tığ bir elde kitap (ben kitapsız öremem aabii:)) )
kucakta penye yumakları geziyorum evin içinde ya, annem, oralardan görüyorsan beni gülüyorsundur, gül, gül annem..







"Belki yünlerimi doldururum" diye başladım, "havlular için mi yoksa?" diye devam ettim, "fularlarımı şöyle içine doldurup kenarlardan sarkıtsam mı?" derken..Şu an havlularda karar kılındı..Bakalım, iyi oluyor bu sepetler, kutular vs..Bir işe yarayacaktır mutlaka..Yaradığı ilk iş, can sıkıntısını gidermek tabii, onu söylemeden olmaz..



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...