29 Mart 2012 Perşembe

Gemiler Geçer Aklımdan


Kuğu gibi süzülerek, boğazın güzelliğine güzellik katan gemileri her İstanbullu sever sanıyorum. İster benim gibi aylak zamanlarda, bir bardak çay la simit keyfi diye bakın, ister sabah mesaiye koşarken değiştirdiğiniz vasıtalardan sadece biri olarak, güzeldir, özeldir gemiler.


Ben de benim gibi bir gemi severe hediye yaptım bu kitap ayracını, eşime yani.


Etamin bordüre işledim, yan kenarları zaten dikili olduğundan, sadece alt ve üst kısımlarını katlayıp, diktim. Alt kısma bir de püskül...


Dondurmanın plastik altlığından kestiğim parçayı da yapışkanlı kağıtla kaplayıp, yapıştırdım. Gemiler, aynı zamanda kaçma isteğini de uyandırmıyor mu sizlerde? Her şeyden, herkesten, her yerden kaçmak....

28 Mart 2012 Çarşamba

Bir Hobi Odası Daha


Sizlerle bir de erkek hobi odası paylaşmak istedim. Eşimin özel izniyle çekebildiğim bir kaç fotoğraf...



Uçak maketi yapıyor, bu da onun masası ve malzemeleri, sanıyorum malzemeleri benimkinden daha fazla, işin tuhafı maketçilerin bir çok aleti falan da var, bizim gibi mutfak aletlerinden bozma bir şeylerle boğuşmuyorlar, ben de zaman zaman ondan ödünç bir şeyler alıp kullanıyorum bu yüzden.


Yaptıklarını böyle sergiliyoruz işte bu dolapta.


Sığmayanları da bulduğumuz herhangi bir rafta.


Kahverengi olan çerçeveleri odanın renklerine uygun olarak, kahve, mavi ve beyaz eskitme yaptım. Kendi eserim diye fotoğrafladım tabii.

 


Uçak olur da, araba olmadan olur mu bir erkeğin odası?


Tabii tekne olmadan da olmaz...:)
 

Minicik minyatürlerden, gezdiğimiz yerlerden hatıralar...


Masa Koçtaş'tan ama, ön tarafına eklenen raflarla bayağı bir değişti, Türkiye'de hobiciler için masa yok, çalışma masalarında süs niyetine bir kaç raf varsa şükrediyoruz, alıp kendimiz raf ekliyoruz işte, benim odamdakinde de böyle yapmıştık.

Masanın altındaki kompresör, uçakları boyarken kullanılan hava tabancası. Ben de geçenlerde bir deneme yaptım, ama bizim ahşap boyalarına pek uygun değil, o yüzden eski usul fırçaya devam...


Bir de raflara genel bakış, tamamdır, daha fazlasına vize çıkmadı, bu kadarı fikir versin erkek çocuk odaları veya sizin kendi hobi odalarınız için işte, daha fazlası için zorlamayalım :)

27 Mart 2012 Salı

Eski Konserve Kutuları Daha Eski Konserve Kutuları Oldular


Eski konserve kutularımı, ki bezelye ve salça kutularıydılar, boyayıp, süslemek istedim bu sefer de...


Kreme boyayıp, eski çorba etiketleri yapıştırdım.




Kenarlarına da etiketlerin renklerine uygun kurdeleler bağlayıp, minicik kalplerimden iliştirdim.


Ve içine mutfaktaki el aletlerimi yerleştirdim, pembe pasta aletleri, saru servis aletleri, siyah yemek pişirme aletleri. Onları da grupladım, rahatladım, oohhh :)

26 Mart 2012 Pazartesi

Elmalı Turta


Tarçın kokusu size de geliyor değil mi? İşte tarifi:

2 Yumurta     1 su bardağı Toz şeker     250 gr.Margarin     1 pk.Kabartma Tozu     3 su bardağı Un
İçi: 4 Elma     1 çay bardağı Toz şeker   1 tatlı kaşığı Tarçın      1 çay bardağı Ceviz

Elmalar soyulup rendelenir. Şeker, tarçın ve ceviz içi ile küçük bir tavada biraz pişirilir. Bir kapta küçük küçük kesilmiş yağla şeker ezilir. Yumurta eklenir. Un ve kabartma tozu eklenir. Hamurun 1/3’ü ayırılır. Kalan hamur yağlanmış bir tart kalıbına yayılır. Üzerine elmalı harç konur. Onun da üstüne kalan hamur kurabiye kalıpları ile kesilerek yerleştirilir 180 C fırında üzeri kızarana kadar pişirilir. 

Afiyet Olsun

24 Mart 2012 Cumartesi

Baharat Raflarına Bahar Geldi


Ben çok severim çeşit çeşit baharatların renklerini, konularını ve kulakta hoş tınılar bırakan o esrarengiz adlarını. Aktarlarda kaybederim kendimi. Yaptığım yemeklerde de çok severim kullanmayı, tarçın, kişniş, kimyon, sizlerin de her gün kullandığı tüm o baharatları...

Bu yüzden aslında erzak dolabının raflarında da büyük boy kavanozlarda pek çok çeşit var, torbası ile satıldığı için öyle çok alınmış, ama iki kişilik bir ailede bir türlü sonu gelip de yenileri alınmayana :)

Daha az olanları, sıklıkla kullanıldıkları için daha el altında olmaları erekenleri koyduğum ocağın üzerindeki dolabıma bir baktım ki, çeşit çeşit kavanozlarla dolmuş taşmış, zamanla zevksiz, düzensiz ve renksiz bir hal almış. Bu gelen güzel bahara yakıştıramadım hiç. Önce o her biri ayrı telden çalan kavanozları kaldırdım attım.

Raflarıma plastik örtülerle süsler yaptım, yeni cam baharatlıklar aldım.


Üzerlerine bilgisayarda yapıp bastığım kırmızı kırmızı etiketleri yapıştırdım.


Kapaklarının kenarlarına sutaşları, kurdele güller yapıştırdım.


En çok da bu yeni tuzluk-biberliklerimi sevdim, renk renk çiçekleriyle.

Mutfak dolaplarımı yenilemişim gibi iyi geldi doğrusu baharat raflarımdaki bu bahar havası...

22 Mart 2012 Perşembe

Kahveli Kalpler


Bu kahveli kurabiyeler öyle nefis oluyorlar ki kahvenin yanında, bir tane daha tarif işte.. Çiçeklerde kullandığım renklerdeki şeker hamurundan artanlarla süsledim bunları da, renkli oldu bunlar da bu sefer, üzerlerine de minicik kalp şekerlerle süsler yaptım. Süsleme işine karışamam ama, siz de benim gibi, çay ve kahve düşkünüyseniz, bu kahveli kurabiyeyei kaçırmayın, derim..

3,5 su bardağı Un    
250 gr.Margarin    
2 Yumurta    
2/3 su bardağı Tozşeker
2 çorba kaşığı Türk Kahvesi                  
1 çorba kaşığı Nişasta
Şeker Hamuru

Küçük küçük kesilmiş yağla şeker ezilir. Yumurta eklenir. Un, nişasta ve kahve ilave edilir. Oklava ile açılarak şekilli kesilir ve 175 C fırında 15 dakika pişirilir. Fırından alınınca 10 dakika soğutulup, üzerine şeker hamuru ile süslemeler yapılır.   

Afiyet Olsun

21 Mart 2012 Çarşamba

Mutfağa Pano


Bu cici de mutfak duvarı için. Ortasına yapıştırdığım dekupaj resmini çok beğendim. Objeyi boyadığım rengi Rosy Bej, beyaz, kese kağıdı renklerini karıştırarak elde ettim, resimdeki yumurtalara ve mutfak dolaplarının kapaklarına uygun bir renk oldu...


Resmi yapıştırdıktan sonra 2 kat çatlatma verniği sürdüm, 24 saat sonra da üzerine fırça ile bir kat parlak vernik sürdüm. Çatladı, ama o aşamada çatlaklar belli olmuyor tabii.

Tüm iç kısma eskitme medyumu sürdüm, özellikle çatlakların arasını doldurdum, sonra da nemli bezle sildin şöyle üstünden, çatlaklar çıktı meydana. İç ve dış kenarlara da biraz sürüp sildim.


Bu da duvardaki hali, "nenemden kalma tepsiydi, kıyamadım, astım" desem inanırlar, bu çatlatma, eskitme olayı bayağı iyi sonuç verdi özellikle yakından bakınca...

20 Mart 2012 Salı

Düzenlemelere İlişkin Son Görüntüler

Son derken, sen çektiğim fotoğraflar, günceller falan demek istemedim, odadaki kıyı köşenin tamamını anlatmayı bu fotoğraflarla bitirmiş oluyorum, onu demek istedim. Son partiyi de anlatayım hemen, sizlere de malzemelerinizi muhafaza ederken fikir vermesi adına...

Mesela bu stickerlar bir peçeteliğin içinde duruyor, ahşap, kapaklı olanlardan...


Hazır lavanta keseleri, ki bazıları nikah şekeri kesesiydiler,, bu metal bisküvi kutusundalar... 


Lavantaları da boyayıp üzerine lavanta resmi yapıştırdığım kapaklı metal bir zeytin kutusunda....


Fırçalar, boyayıp üzerine etamin yapıştırdığım metal bir parfüm kutusunda duruyorlar...


Kalemler, dekupaj kağıdıyla kaplayıp, kenarlarına sutaşı yapıştırdığım bu kalemlikteler...


Bu da boyayıp yine etamin yapıştırdığım cam bir kavanoz, yine zeytin kavanozuydu, ince ve uzun....Hamurları açtığım minik merdane ve zaman zaman da adana şişleri, çöp şişler falan oluyor içinde,ince uzun herşey yani...


Maskeleme bantları için tuvalet kağıtlığını tavsiye ederim, üst üste koymak için yeri olmayanlara özellikle de...


Hobi odanızda veya masanızın etrafında bir yerlerde bu şarjlı el süpürgeleri hayat kurtarır...


Benim gibi minik bir şeyler dikip, minik bir şeyler işliyorsanız, kutuların üzerine dantel, kurdele vs. yapıştırıyorsanız, minik seyahat ütüsü de imdadınıza yetişir...

Malzemeler, hobiler için yer, hobici için sabır, ama hepsinden öte sevgi gerekiyor her şey için, o oldu mu, hangisi eksik olursa olsun, oluyor işte bir şekilde yahu, mühim olan kalpler bir olsun :)

19 Mart 2012 Pazartesi

Yağ Şişesi


İşte bu cam şişeyi de, içine ayçiçek yağı koymak için boyayıp süsledim. Aslında su şişesi diye satılıyordu, ben şekline bayıldım ve ona yeni bir görev verdim :)



Dışını enamel boya ile kat, kat, kat boyadım, ön tarafta bir üçgen bıraktım tabii ve o üçgenin etrafına çiçeklerden bir arp çerçevesini yapıştırdım, aynı güllerden kapağa da tabii..



Öndeki pencere yağ ne kadar onu anlamak için gerekliydi doğrusu, ama şık da oldu bu haliyle...



Boynuna da bir tutam sutaşı ile süsünü yapmadan tamamlayamam, biliyorsunuz, işte yağ şişem huzurlarınızda...

16 Mart 2012 Cuma

Kahve Çiçekleri


Bu kurabiyelerim kahveli, adları oradan geliyor. Ve kahve ile şeker hamurunun tadı öyle uyumlu oluyor ki, kremalı kahve gibi, özellikle kahve yanında tavsiye ediyorum bu kurabiyeleri.

Yalnız, mutlaka belirtmeliyim ki, kurabiyelerin bu güzel görünüşünde tabii ki üstlerindeki şeker hamurunu keserken kullandığım minik çiçek kalıpların çook payı var, yani alet işler el övünür şeklinde bakılmalı bu olaya, yoksa haksızlık etmiş olurum...

Yoksa tarifinde pek bir numara yok :)

1,5 çay bardağı Pudra Şekeri    
250 gr.Margarin    
1 kahve fincanı Türk Kahvesi    
1 Yumurta
2,5 su bardağı Un
Şeker Hamuru

Küçük kesilmiş margarin, pudra şekeri, kahve, yumurta ve un yoğurulur. Merdaneyle ½ cm.kalınlığında açılarak şekilli kalıplarla kesilir. Yağlanmış tepsiye dizilerek 180 C fırında 15 dakika pişirilir. Fırından alınınca 10 dakika soğutulup, üzerine şeker hamuru ile süslemeler yapılır. 


Benim gibi şeker hamurunu evde kendisi yapmak isteyenler için tekrar hatırlatayım, burada anlatmıştım şeker hamurunu nasıl yaptığımı.

Afiyet Olsun, kahve çiçekleriniz hiç solmasın..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...