30 Eylül 2014 Salı

Mavi Bayramı


Selam dostlar,

Biraz daha maviye hazır mısınız?



Dükkanda görür görmez vuruldum bu askıya..Sonra dekupaj kağıtlarını seçtim..Kenarlarına raw amber ile biraz da yağlıboya eskitme yaptım. Düğmeleri, kurdeleleri, dantelleri zaten görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok..Biraz da stencıllarla oraya buraya dokunuşlar..

Bu renkler, bu stencıllar bana dedemin Cihangir'deki evinin girişindeki çinileri hatırlattı..O zamanlar daha seramik fayanslar icat olmamıştı, çiniler büyük apartmanların sahanlıklarını ve evleri süslerdi..Çocukluğumun Beyoğlu'su, kalabalık bayramlar, her evden yayılıp apartmanın karanlık havalandırmasında birbirine karışan nefis tatlı, tuzlu kokular.. Bayram bayram gibi olmalı, çini desenlerinde, anne kokusunda, dede kucağı sıcaklığında..



29 Eylül 2014 Pazartesi

Beach


Giderek bağlanmaya başladım şu çuval bezine..Doğal bir dokusu var, toprak renklerinde, kolay boyanıyor, kolay dikiliyor çünkü..


Üzerindeki yazıları bilgisayarda yazıp keserek oluşturduğum kendi stencıllarımla yaptım, kokteyl bardağını da öyle..Ama çıpalar hazır şablon..Yine kumaş boyasıyla tabii..


Mavi camlara da yakışıyor bu çuval bezi..


Evi süslemeye devam..Durmak yok :))

28 Eylül 2014 Pazar

Halatlar Arasında


İyi akşamlar herkese..

Tamamıyla evde geçen bir hafta sonu oldu bizim için..Ama sıkıcı mıydı? Hayıır, tam aksine, cheesecake denemeleri, televizyondaki yemek programları, gazete, internet, çay, kahve derken öyle doluydu, öyle kısaydı ki..

Bauhaus'tan aldığım halatları, yuvarlak kestiğim keçelere evdeki suplaların büyüklüğünde sardım, aralarda sıcak silikonla yapıştırarak tabii..


Beni biraz oyalasın da istemiştim ama, çok hızlı yapılıp biten bir iş oldu doğrusu..Suplalarım kullanıma hazırdır, yaz için, sonbahar için, hatta yılbaşı için bile neden olmasın?



Yarın görüşürüz baylar, bayanlar..

27 Eylül 2014 Cumartesi

Yazdan Kalma Bir Sofra


Selam dostlar, umarım herkes iyidir.

Yaz boyunca bir kaç kez İkea'ya uğradım, her seferinde runnerlara baktım, inceledim. Şöyle beyaz çizgili, içimi açacak, yaz sofralarına yakışacak bir şeyler bulamadım.. Sonunda kumaş reyonundan artık sonu kalmış bu kumaşı bulup alana kadar.. 


Önce bu kumaştan şöyle en basitinden bir runner diktim..Sonra kalan kumaşla iki de yastık çıkardım alt kısmı fermuarlı, yıka yıka kullan cinsinden oldu yani..


Belki bu küçük detaylar gereksiz gelir bazılarına ama, ben iki kişilik sofralarımızın, ikramlarıyla, dekorasyonuyla, aksesuarları ve yemek takımları ile en özelinden olmasını önemsiyorum. "Aman canım biz bizeyiz" demem hiç bir zaman, ya da "her şey kalabalıkla güzel, iki kişiye ne gerek var" demem..Bilirim ki, en özel sofralarda biz bize olunmalı, en güzel kalabalık o iki kişilik olanlardır. 


Hazır satılan runnerların yarı fiyatına aldığım kumaşla runner duşunda iki de yastık çıkardım sonuçta, hatta iki de Amerikan servis ekleyiverdim, paylaşırım onu da bir ara..


Şimdi tekrar özleyiverdim bu yaz soframı..Akşama böyle bir sofra kurup, asma yaprağına sarıp pişireceğim balıkları ikram etsem, yanına şöyle ekşili bir maydanoz salatasıyla..Yağmura inat, kaçan güneşe inat, gelecek kışa inat, kalorifer borularını dolaşmaya başlayan sulara inat.. 


Sofranın detaylarını merak edenler için cam mumluk , dantel fanus , beyaz şamdanlar , peçeteler buradalar.

Sürahi, çatal-bıçaklar İkea, tabaklar Zara Home. Sofrayı kuran, Elif..Kaldıran da..



26 Eylül 2014 Cuma

Yazdan Kalanlar


Güneş artık kayboluyor bulutların arasından..Beklediğimiz yağmur bu akşam gelecek ve bu hafta sonu yaza noktayı koyacak sonunda..


Bu yazın mahsullerinden mavi çini desenli örtümü tamamladım. Hobi odamdaki yuvarlak masanın üzerini süsleyecek.


Yazın bitmesiyle artık sahil de boşaldı, çocuklar okula, kadınlar sıcak evlerine, erkekler kapalı yerlerde içecekler çaylarını artık..


Sahilin o renkli, çiçeklerle bezeli görüntüsü bir sonraki yaza kadar hafızalarımızda kalacak, hafızalarımızda ve fotoğraf karelerinde..




Yarın, yazdan kalma bir sofra paylaşacağım, takipte kalın..

25 Eylül 2014 Perşembe

Cevabı Bilinen Sorular


Çuval bezine kumaş boyası ile meğer ne kadar da güzel desenler yapılırmış? Kavanozlardan ne kadar da güzel mumluk olurmuş meğer..Çuval bezi ve siyah benim vizon-venge salonuma ne kadar da uyarmış..Hergün yeni bir şeyler denemek insanı nasıl da dinç tutarmış? Sadece ilham vermek için, birilerinin kendi hayatlarına güzellikler ekleyebilmesi için bir şeyler paylaşmak ne kadar keyifliymiş? İnsanın kendisinde daha önce farketmediği yetenekler keşfetmesi ne kadar güzelmiş? Bir sonbahar günü için hava ne kadar güneşliymiş? 

İnsanın yazdıklarını bir okuyan hatta yorum bırakanlar olması ne kadar önemliymiş?


24 Eylül 2014 Çarşamba

Dokumalar ve Bu Sonbahar Yeniden




Fırtınalı bir günü ardımızda bıraktığımıza ve Pazar günü beklenen yağmurlara kadar rahat olduğumuza göre, bugünü dışarıda geçirmek lazım dedik sabah sabah. Güneşi görür görmez eşim kendini öbür sevgilisinin yanına attı, arabacığını parlatmakla, okşamakla geçirdi sabahı, ama serin ama güneşli bir sonbahar başlangıcının en güzel aktivitesi bence, tam da sonbahar-kış kıyafetlerini ortaya çıkarma zamanında vitrinlere göz atmak, eldeki kıyafetlerle yapılabilecek kombinleri tespit etmek, koleksiyona eklenecek gerekli parçaları belirlemek, vedalaşılacak parçalara karar vermek. 

Ama öncesinde hafta içi oldukça boş olan alışveriş merkezlerinden birinde güzel bir yemek, hatta biraz da hareketli dinozorları seyrederek eğlenmesi bonusu..Şu İstanbul'da ne zaman ne ile karşılaşacağınız hiç belli olmuyor özellikle de sonbaharda..Şehir koskoca bir lunaparka benziyor..

Sonbahar bu kadar kendini hissettirmeye başlamışken, Şile bezi püfür püfür tunikler yerlerini gömleklere bırakmalı, peştamallar, banyo raflarını süslemek için yerleşip, bambu havlulara bırakmalı sahneyi.. 


Yaz benim için pamukluysa, kış yün..O yüzden bu tür dokumaları da yaza yakıştırıyorum ben, kış için, gördüğümde bile içimi ısıtan bir şeyler istiyorum elimin altında..

Ama tabii dönüşte yapamadım gardırop, raf vs. değişikliklerini bugün..Aklımda uçuşan fikirlerle döndüğümden, her yılbaşını değil, her sonbaharı yeni bir başlangıç gibi hissetmem sebebi ile tam olarak şarj olmak üzere olan pilimi hemen boşaltmaya hazır olmadığımı hissettiğimden durdum..Bekledim, bekleyeceğim bir kaç gün daha belki..Ama hafta sonuna, gardıroptaki değişikliklerim başlamış olacak, raflarımdakiler de yer değiştirmiş ve bayrama "yeni yılın yeni ben'i" olarak girmiş olacağım, kesin..

"Yeni sezonun yeni renklerini gördüm" diye, "bir kaç değişik fikir aklımda kaldı" diye yeni bir ben yaratamaz mıyım kendimden? 40'tan sonra ne yapsam olmaz mı dersiniz? Yoksa Anka kuşu gibi her bahar, hatta sonbahar, küllerinden yeniden doğabilir mi insan? Hadi doğmak çok radikal oldu diyelim, değişmenin, gelişmenin, dönüşmenin bir maksimum yaşı var mı ki? Dinozorlar değişmedikleri için mi yokoldular değiştikleri için mi yoksa? 

Yün ipliklerin tezgahlarda masala dönüştüğüne şahit olmuş sevgili Moon, sen söyle, masala dönüşemez mi insan da bu yaştan sonra? Pasta yapmayı orkestra yönetmeye benzeten sevgili Sebuş, sen söyle, hangi malzemeden ne kadar koyacağını bilirse, adam edebilir mi insan kendini de? 

Sizler söyleyin dostlar, bu sonbahar yeniden yaratabilecek miyiz hepimiz kendimizi?


23 Eylül 2014 Salı

Fındıklı Çikolatalı Kepekli Kurabiye


Biliyorsunuz diyet ve diyet bir şeyler hazırlamak benim için pek alışıldık bir durum değil..Bu yüzden bu tarifte az miktarda esmer şeker kullandım, kepekli un kullandım, ama fındığı ile çikolatası ile pek de diyet sayılmaz. Ama vicdanlara hitap ettiği kesin :))

1 Yumurta     
1,5 su bardağı Kepekli Un     
45 gr.Margarin     
1 çay bardağı Toz Fındık     
3 çorba kaşığı Damla Çikolata     
1 çay bardağı Esmer Şeker     
1 pk.Vanilya     
1 pk.Kabartma Tozu
 

Küp kesilmiş margarin diğer tüm malzeme ile birlikte yoğurulur. Ceviz büyüklüğünde parçalar koparılarak yağlı kağıt serili bir tepsiye dizilerek 180 C fırında 20 dak. Pişirilir.  



Afiyet olsun, yarın yine görüşelim.

22 Eylül 2014 Pazartesi

Killi




İyi akşamlar, herkes iyi mi? Bugün güne oldukça erken başladım ama günü çalışmaktan çok tembellikle geçirdim, bir de sahilde çay içerek..Yaz geri geldi galiba, güneşte durulmuyordu bugün.  

Evden sahile güderken yolumun üzerinde fotokopi çektirdiğim kırtasiyede rastlayınca bu sanat kili denen malzemeye, bir denemek istedim ben de..

Öncelikle beyaz ve mavi aldım, bir de şekillendirme için bir set.. Bu setin el aletlerini hiç kullanmadım, sanırım şeker hamuru ile çalışırken kullanacağım, kalıplarını da balık şeklinde olan dışında kullanmadım, onlar da kurabiye kalıbı olarak kullanılacak mutlaka :)) Sebebi, bu malzemenin öyle alet edevat gerektirmeyecek kadar kolay şekil alan, hemen bozulmayan, akmayan, bulaşmayan, insana sıkıntı vermeyen güzel bir malzeme oluşu..Light hamurdan da güzel, hafif ve hesaplı..Kuruyunca ambalajların içinden çıkan beyaz köpükler kadar da hafif oluyor.. 

Söylediğim gibi malzemenin güzelliğinden, yelkenlilerimi elle yaptım, takı yaparken kullandığım halka çivilere geçirdim.. Çalışma masamın çekmecesinin kulpunu da yeniledim. Şeker hamuru için kullandığım silikon kalıpla şekil verdiğim hamuru, çekmece kulpuna sardım sadece, kurudu ve tamamdır işte..






Balık kalıpla ve iki renk kille yaptığım bu duvar süsünü yıldızlarla süsledim. İnsan kendini alamıyor ki zaten, bir şeyler yaptıkça yapası geliyor..Ve böyle yeni bir malzemeyle sınırlarımı keşfederken o kadar mutlu oluyorum ki..

Yeni malzemeler keşfetmek, yeni bir şeyler ortaya çıkarmak ne güzel.. Bu mevsimde hala yelkenlilerden, balıklardan, güllerden bahsedebilmek ne güzel..Hala bu Eylül akşamı yazlık elbiselerle dolaşabilmek de..Giderek bollaşmaya başlayan palamutlarla güzel bir akşam yemeği üzerine biraz çekirdek çitleyip, çay içerek bu güzel günü noktalamaya hazırlanmak da..

Yine güzelliklerle görüşmek üzere..



21 Eylül 2014 Pazar

Deniz Fenerleri


Selam sevgili bloggerlar, kutlamalar nasıl gidiyor?

Zevkle işlediğim deniz fenerlerimle geldim bugün. Bir kaçtan renkten oluşan, sevimli, ufacık, zarif desenleri seviyorum..Hele bunlar bir de kendilerine özel bu çerçevelerine yerleştiklerinde, sanki gülümsediler bana..Sabır, özen ve hayal gücü, işte sonuç.. 



Kanaviçeye zaten bayılıyorum, ama bu Fransız desenleri var ya..Kendimi kaybediyorum şemalarını buldum mu internetten..


Çerçevelerini de koyu gri olan plastik çerçeveleri kat kat mavinin bir kaç tonuna boyayıp, en üstteki beyazı da biraz zımparalayıp fenerlerime özel hazırladım. Eşimin beyaz paspartuları ve çift taraflı bantla Bursa ketenimi gergince çerçeveye yerleştirmesi ile de bu son halini aldı ki, sizler de biliyorsunuz, paspartu ve gerdirme işlemi olmadan en güzel desen bile buruşmuş maydanoz gibi duruyor, yani asıl olay bu..Bu kadar desteğine rağmen, biliyorum ki duvarlarda bir şeyler asılı olmasa da çok farketmiyor onun için. Ama kendi odasının duvarlarına da uçaklı bayraklı bir şeyler asmaya başladığına göre, "kıratın yanında duran ya huyundan ya suyundan..." diyebiliriz galiba :)) 

Balkonlu tabloların yerini aldılar yatak odasında..Mavi beyaz dekorasyona uyum sağladılar hemen, bir de odadaki yelkenli resmine..

Yelkenli demişken, yarın da size biraz sanat kilinden bahsedeyim, yelkenlilerimi göstereyim. Daha onları ne yapacağıma karar veremedim, belki bana biraz fikir de verirsiniz..


20 Eylül 2014 Cumartesi

Hobilemece'de Kutlama


Selamlar tüm güzel blog arkadaşlarıma..Yaptıklarıma yazdığınız güzel yorumlarınız için hepinize çook teşekkürlerle başlamak istiyorum bugün..

Geçenlerde yeni bir yaşa daha girdim, tatil öncesi kısacık kestirdiğim saçlarımla daha gencim bu yeni yaşımda zamana inat ve Ramazan'ın ardından başladığım sayarak yeme yöntemiyle 7 kiloyu arkamda bıraktım son derece dengeli beslenerek, hatta tatilden bile kilo vererek dönmeyi başararak. Merak edenler için söyleyeyim, Dr.Ayça Kaya'nın kitaplarından faydalanıyorum, daha önce eşimin şeker sorununu kontrol altına aldığımız karbonhidrat sayımı yönteminin biraz farklı şekli..Ama insan denen makinanın girdisini, çıktısını hesaplayarak, kolayca uygulanabilecek cinsten..

Ve bu sabah, iki sevgili yine elele verip, evimizin rutin temizliğini tamamladıktan sonra, mutfakta tarçın ve kavrulmuş fındık kokularının arasına bıraktım kendimi..Yeni saçımı, yeni yaşımı, yeni kilomu, içinde rahat ettiğim kıyafetlerimi, temiz evimizi kutlamak için..Sizlerle paylaştıklarıma gösterdiğiniz ilgi ve yaptığınız güzel yorumlar için..Yani sebep çok bugün..  


Her bahane ile kutlamalar yapmayı seviyorum ben, neden bir kaç özel güne sıkışıp kalsın ki insan kutlamalar için?

Fındıklı kurabiyeler tamam, biraz da fındıklı gofret şöyle fındık kremalı kahvelerin yanına, ya da türk kahvesinin, ya da yanında hiç bir şey olmadan..



Yeni gözağrılarım kavanozlarımın içindeki yerlerini aldılar. Bu etiketleri ozalitçide sticker üzerine bastırdım. Sonra kendinden yapışkanlı bu etiketleri kavanozların üzerine yapıştırınca, ıslak bezle silmeye de uygun hale geliyorlar ve hafif transparan halleri ile, gerçek etiketlermiş gibi duruyorlar..Mutfakta kullanım için çok uygun..Kurabiyelerim ve gofretlerim bu yeni kavanozlarımı da kutlamak için aslında..

Peki sizin? Sizin bugün kutlamaya değer bir şeyleriniz yok mu?
 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...