Bir takım teknik sorunları aştıktan sonra, işte yine karşınızdayım. Hem de uzun zaman önce işlediklerimizle, değiştirdiklerimizle süslediğimiz orkide temalı o evle, annemin eviyle...Evet, aslında uzun zaman oldu, bir 6 ay kadar önceydi her şey, ama ancak fotoğraflayabildim, pembe pembe orkideler bahara yakışır nasılsa diye düşündüm...İşte salonun kapı girişindeki 2 panoyla başlıyoruz, anlatmıştım ya hani
daha önce..
Her zaman evinde kahverengileri seçip, sonra aklınıza gelebilecek türlü renkli aksesuar, yastık, battaniye, biblo (ve biblo, ve biblo, ve biblo) ve mumlarla evini renkten renge sokarak beni panik, korku, dehşete sürükleyen annemin ikizler burcu olmasıymış aslında tüüüm mesele... Yani renk severmiş, bolca biblo severmiş, mum severmiş, hareket istermiş, günü gününe uymazmış (e bunlardan haberdardım zaten), gri-mavi olabilirmiş ama, kahverengi aslaymış, vs.vs... Burçlara göre dekorasyon doğruymuş meğer...İlk defa bu kadar memnun kaldı evinden, eşyalarından ve ilk defa bu kadar uzun süre geçmesine rağmen pek bir ekleme, değişiklik yapmadı (pek dedim, altını çiziyorum, yine de sıfırlayamadık olayı..:) )

İkea'nın beyaz yemek masası, sandalyeleri ve konsolunu seçtik...Ama benim beyaz üzerine beyaz desenli örtülerime acıyarak, toprak tonlarındaki tekdüze (yaşasın tekdüzeee) salonuma içi daralarak bakan annem için renk gerekiyordu, seçtik, biraz sarı, biraz yeşil (turkuaz mı yoksa), biraz da kahve (eh o da bende olsun), bolca da pembe..Ve temamızı da orkide olarak belirledik, saksıda orkideler taşıdık eve yapı marketlerde konseptimiz eksiksiz olsun diye... Şimdi de detaylara geçelim...
Yemek Bölümü ile oturma bölümü arasında fiskos örtümüz
Orkide Dalları desenli...
Bu orkide dalları beni kör etmedi ya, hepsini çocukluğumda kemirdiğim havuçlara borçluyum sanıyorum, ama o vitaminin hepsini yedi bitirdi bu örtü, ahh, aahhh....
Oturma bölümünde duvardaki kolonu, İkea'dan aldığımız aplikler için bir fırsat olarak kullandık, ve ortalarına da bir fotoğraf baskısı kullanarak orkidelere devam ettik...
Yastıklarımı da hatırladınız mı koltuğun üstündeki??
Minimum biblo ve mumla korumaya çalıştığım televizyon ünitesi, ama durun, dolmaya başladı bile, çabalarım sonuçsuz kalacak galiba, ama olsun, ben de koltukların krem rengi olmasına ikna ettim ya, o da bana yeter...
Vee, devam edecek fotoğraflarım, bekleyin biraz beni ve orkideli evi...Şimdilik bu kadar olsun, herkesin ulusal egemenlik ve çocuk bayramı kutlu olsun..