24 Eylül 2014 Çarşamba

Dokumalar ve Bu Sonbahar Yeniden




Fırtınalı bir günü ardımızda bıraktığımıza ve Pazar günü beklenen yağmurlara kadar rahat olduğumuza göre, bugünü dışarıda geçirmek lazım dedik sabah sabah. Güneşi görür görmez eşim kendini öbür sevgilisinin yanına attı, arabacığını parlatmakla, okşamakla geçirdi sabahı, ama serin ama güneşli bir sonbahar başlangıcının en güzel aktivitesi bence, tam da sonbahar-kış kıyafetlerini ortaya çıkarma zamanında vitrinlere göz atmak, eldeki kıyafetlerle yapılabilecek kombinleri tespit etmek, koleksiyona eklenecek gerekli parçaları belirlemek, vedalaşılacak parçalara karar vermek. 

Ama öncesinde hafta içi oldukça boş olan alışveriş merkezlerinden birinde güzel bir yemek, hatta biraz da hareketli dinozorları seyrederek eğlenmesi bonusu..Şu İstanbul'da ne zaman ne ile karşılaşacağınız hiç belli olmuyor özellikle de sonbaharda..Şehir koskoca bir lunaparka benziyor..

Sonbahar bu kadar kendini hissettirmeye başlamışken, Şile bezi püfür püfür tunikler yerlerini gömleklere bırakmalı, peştamallar, banyo raflarını süslemek için yerleşip, bambu havlulara bırakmalı sahneyi.. 


Yaz benim için pamukluysa, kış yün..O yüzden bu tür dokumaları da yaza yakıştırıyorum ben, kış için, gördüğümde bile içimi ısıtan bir şeyler istiyorum elimin altında..

Ama tabii dönüşte yapamadım gardırop, raf vs. değişikliklerini bugün..Aklımda uçuşan fikirlerle döndüğümden, her yılbaşını değil, her sonbaharı yeni bir başlangıç gibi hissetmem sebebi ile tam olarak şarj olmak üzere olan pilimi hemen boşaltmaya hazır olmadığımı hissettiğimden durdum..Bekledim, bekleyeceğim bir kaç gün daha belki..Ama hafta sonuna, gardıroptaki değişikliklerim başlamış olacak, raflarımdakiler de yer değiştirmiş ve bayrama "yeni yılın yeni ben'i" olarak girmiş olacağım, kesin..

"Yeni sezonun yeni renklerini gördüm" diye, "bir kaç değişik fikir aklımda kaldı" diye yeni bir ben yaratamaz mıyım kendimden? 40'tan sonra ne yapsam olmaz mı dersiniz? Yoksa Anka kuşu gibi her bahar, hatta sonbahar, küllerinden yeniden doğabilir mi insan? Hadi doğmak çok radikal oldu diyelim, değişmenin, gelişmenin, dönüşmenin bir maksimum yaşı var mı ki? Dinozorlar değişmedikleri için mi yokoldular değiştikleri için mi yoksa? 

Yün ipliklerin tezgahlarda masala dönüştüğüne şahit olmuş sevgili Moon, sen söyle, masala dönüşemez mi insan da bu yaştan sonra? Pasta yapmayı orkestra yönetmeye benzeten sevgili Sebuş, sen söyle, hangi malzemeden ne kadar koyacağını bilirse, adam edebilir mi insan kendini de? 

Sizler söyleyin dostlar, bu sonbahar yeniden yaratabilecek miyiz hepimiz kendimizi?


7 yorum:

  1. "40'tan sonra ne yapsan olur!" derim :) Sen istedikten sonra, içinden geldikten sonra, yenilenirsin, değişirsin Sevgili Elif :)
    Dokumalarına bayıldım :) Bir de o dinazorlu avm yi merak ettim, bizim bücür bayılıyor çünkü onlara :)
    Öperim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslansın yahu sen..

      Buyaka'da canım, Ümraniye Meydan'daki AVM..

      Sil
  2. Çok mersiii :) Sağol kuzum, götürelim Ali Deniz'i oraya :)

    YanıtlaSil
  3. Ben şu yaşıma kadar çok sabit yaşamışım hayatımı, evlendikten sonra onu fark ettim.
    Bu hem karakterimin, hem burcumun hem de ailemin etkisi, öyle hissediyorum.
    Ama şu an herkese göre normal ama benim için "radikal" kararlar alabileceğimi hissediyorum.
    20'li yaşlara veda edeceğim bir süre sonra, 30'lar bambaşka oluyor demek ki...
    Sahi, sizin burcunuz boğa mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 30'lar radikallere giriş yaşları zaten, 40'lar radikalleri yaşama..Umarım daha nice yıllarımız olur hepsini deneyimleyecek..

      Yemeğe düşkünülüğüm boğa gibi olsa da aslında Başak'ım, ama akıl-mantık delisi başaktan başka bir şeye dönüşmeye başladım yaşlandıkça, haydi hayırlısı :))

      Sil
  4. evet elift
    moon derki : hemde nasıl dönüşür, nasıl güzelleşir insan, nicel birikimler nasılda kendi niteliğinde çıkıverir, şehri terk etme kararım 40 ımdan sonra oldu, iş hayatı, şehrin sert koşullarında çelikleşen ben, şehri terk edince nasıl da yumuşacak, barışık , daha bi güzel şey oluverdim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 30larda ektiyse insan bir şeyler, 40larda biçiyor ve yepyeni oluyor, küllerinden doğuyor..Ben de öyle daha sakin, daha kaderci, daha mutlu, daha huzurlu oldum, yumuşayan, kendisi gibi yumuşacık dostları da buluyor galiba bir de 40larında :))

      Sil

Ne dersiniz?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...