Çalıştığım dönemlerde fark etmiştim ki, sürekli bir şeyler almak gerekiyordu, bunun için de çalışmak..Ya da çalışmak gerekiyordu ya zaten, hazır çalışırken de bir şeyler almak..Her şeyde ne çok ayrıntı vardı, farklı farklı ürünler çıkıyordu ve gündüz başka, gece başka işte çalışsa insan, yine de yetişmesi zordu alınacaklara..
Sonra bir gün, tüketmek için çalışmaktan vazgeçtik..Elimizdeki kadarıyla tüketme yolunu seçtik ve baktık ki, tüketilecek şey o kadar da çok değil, eğer önceliğiniz tüketmek değil üretmekse..Gününüzün büyük kısmını "AVM'den alınacaklar" ile değil "insanlara verilecekler"i düşünerek geçiriyorsanız, zaten önceliğiniz de para olmuyor, gezdiğiniz yerler de AVMler..Farkına varmaya başlıyorsunuz ki, çocukluğunuzdaki o "mahrumiyetlerle" geçen hayatın sadeliğmiş insana tek gereken..
Her odaya televizyon gerekmezmiş mesela, her odaya tv yayını, beyazlara inci beyazlığı veren deterjanla, renklileri daha parlak yapan deterjan aynı olunca da küsmüyormuş çamaşırlar..Buzu veren, saati gösteren, yok yok hatta alışveriş listesini gösteren buzdolaplarının her gün bir yenisi de çıksa, sonuçta hepsi aynı soğutuyormuş bir şişe suyu...
Halı şampuanı, yer şampuanı, tekstil şampuanı, mutfak temizleyicisi, banyo temizleyicisi, fırın temizleyicisi,ankastre temizleyicisi, onun temizleyicisi, bunun temizleyicisi...Arap sabunu bunların hepsini yapabiliyormuş meğer..Bir şişe elma sirkesinde bulaşık makinası parlatıcısındaki ışıltı, yağ çözücülerdeki maharet, çamaşır suyundaki dezenfektan gizliymiş meğer..
Otuz altıncısı aramıza daha yeni katılan ayakkabıların hepsinin yerini rahat bir spor ayakkabı tutarmış, "grinin elli tonu" paltolarla uzunlu kısalı o montların yerini hafif bir rüzgarlık...Alüminyumundan çeliğine geçer geçmez teflonuna atladığımız, seramiği daha sağlıklı derken, dökme demirden toprağına her ay bir yenisi "daha sağlıklı" icat edilen tencerelerin hepsinde aynıymış makarnanın tadı...
Evde şöyle bir tur atın dolapları, çekmeceleri hızlıca açıp kapayarak, göreceksiniz bunca yıllık çalışma nelere gitmiş, aslında bunlar için miymiş o emekler? "çalışıp para kazanmalıyız ki daha çok alalım" derken "daha çok alalım ki, çalışıp para kazanalım"a mı dönüşmüş hayatınız?
Bu tüketim yarışında kazananı görmedim ben...En zenginin en zengini var, en büyük evin daha büyüğü..Ama mutluluk, herkesin yüreği ölçüsünde, sevdası ölçüsünde, herkesinki büyük...Tüketimde yarışmanın sonu yok, sevgide ise zaman öyle kısa ki...
Nasıl içime çeker gibi okudum ben bu yazıyı.. Bir solukta bitiriverdim.. Paylaşım için teşekkürler..
YanıtlaSilson 10 yılın yazısı ne olmalıdır diye sorsalar kesinlikle bu yazı derim. Harika olmuş
YanıtlaSilTeşekkürler
Sevgiler
Ne güzel anlatmışsınız .Yazınız okurken aklıma gelen şu oldu.Ankara'da Gençlik Park'ı restore edildikten sonra geziyoruz.Ramazandı yanlış hatırlamıyorsam.Aileler oruçlarını açmışlar. Yerde oturmuşlar çimenlerin üzerine. .Dedim kızım sen bunu yapabiliyor musun.?Yok bak bunu beceriyor ve mutlu Mutluluğun ölçütü.yok. Alışkanlıklarımızı değiştirmememiz lazım.
YanıtlaSilohhh ne güzel anlatmışsınız ağzınıza sağlık çok ama çok haklısınız. Yaşamak için ihtiyaçlarımız almıyoruz resmen almak için yaşıyoruz.
YanıtlaSilElif ne güzel anlatmışsın yahu! Dank etti kafama o dolaplardaki o makinası, bu makinası :(
YanıtlaSilSağol.....
O kadar doğru ki yazdıkların...
YanıtlaSilHerşeyi yazmışın zaten geriye sadece kalemine sağlık demek düşüyor.
Sevgilerimi bıraktım...
12'den vurmak,tam isabet,bam teli vb.
YanıtlaSilçok iyi olmuş gündeme alman.
sevgiler
iyi haftasonu
Çok keyif alarak ve son derece katılarak okudum yazını, kalemine sağlık. Sevgiler...
YanıtlaSilbeni ağlattın akşam akşam...Geçen gün 35. yaşımı bitirdim,eskiden hiçbirşeye kolay kolay ağlamayan ben, yolun yarısına geldiğimdenmidir,eskiyi özlediğimdenmidir bilmiyorum ama herşeye gözüm sulanır oldu, ama yazın muhteşem bence bir edebiyat dergisine göndermelisin:) Ve söylediğin herşey son kelimesine kadar doğru,bizi tüketici toplumu yaptılar üretmekten uzaklaştırdılar fabrikalar bile bir bir kapanır oldu.Nerelerden geldik biz buralara ülkemiz ne hale geldi...
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı, doğru tespitler....sevgiler.
YanıtlaSilElifcim yazini iznin olmadan facebookumda paylaştım, herkes okumali diye düşündüm:)
YanıtlaSilEklemek istersen :Ekin Keskin :))
Tc ekin keskin
YanıtlaSilElifciğim bunun farkına varmak için keşke bunca zaman yitirmeyseymişim ...
YanıtlaSilEvet çalışırken aldığım onca şeyi verecek yer bile bulamadım biliyor musun?
Herkes satın alma peşinde zira senin bilmem nereden bilmem kaç kuruşa aldığın ve bazılarını ya hiç giyemediğin ya da bir bilemedin iki kez giyebildiğin değil gidip satın aldığı Limon'u Portakalı,Coton'u Ada sahili (!) daha kıymetli...
Siz beni hiç yalnız bırakmayan arkadaşlarım, her zaman üretmeye değer verdiğinizden, o tüketim delilerinden olmadığınızdan zaten bu kadar çalışkansınız, bloglarınızla hayatını aydınlatıyorsunuz insanların ve işte yine benimle aynı fikirdesiniz, ne güzel..Keşke herkes sizler gibi, bizler gibi üretmeyi, sevmeyi, paylaşmayı, mutlu etmeyi önemsese, keşke..bir gün...Öpüyorum herkesi...
YanıtlaSilBasit hayat mutlu hayat.Bu yazı ile bunu nasılda güzel anlatmışsın Elifciğim gönlüne sağlık.Sevgilerimle..
YanıtlaSilNe güzel yazmışsınız, hepimizin aslında bildiği ama yine de görmezden geldiği şeyleri. Çok güzel paylaşım olmuş, takipteyim ben de, sevgilerimle :))
YanıtlaSilBayıldım bu yazıya, süper olmuş;)
YanıtlaSilElifff günaydın :)
YanıtlaSilSon postumun sonundaki notta senin bu güzel yazını tavsiye ettim sevgili okurlara :) Etmesem olmazdı, hiç olmazdı hem de :)
Tam da gerçeğinden bir yazı... Yüreğinize sağlık :)
YanıtlaSilÇok güzel anlatmışsınız, sizi takibe alıyorum, bana da beklerim....
YanıtlaSil