Evde çok nadirdir canımın çay çektiği, kalkıp kendime çay demlediğim. Kahvaltı, akşam yemeği sonrası gibi çayı seven eşimin çaysız kalamadığı zamanlarda bile benim sınırım 2 bardaktır. Ne evde severim bu konudaki ısrarı, ne de gittiğim yerlerdeki beni boğan lüzumsuzca aşırı ikram-yalvarma-yakarma-ant verme adetlerini..
Ama dışarıda gezerken aklıma gelir hemen, bir kıraathane taburesi, bir çay bahçesi sandalyesi, bir cafe koltuğu çarpmasın gözüme, hemen bir çay içesim gelir..Galiba çayın yanındaki dost sohbetidir asıl sevdiğim ya da çayıma katık ettiğim o bir kenarda durup seyre daldığım şehrin telaşı ile koşturan insanlar, çocuğunun elinden çekiştiren anneler, kedilere yiyecek atan delikanlılar, her gün koşan, hep koşan, bir yerlere varmaya çalışmanın değil, o yere varmanın zevk olduğunu düşünen şehrimin aceleci-sıkkın-üzgün insanlarıdır asıl sevdiğim..

Bir de çayı ikram için kullanılan ince belli çay bardağından ince porselen fincanlara, bitki çayını sıkma maşalarından çayın yanında kurabiye ikramına yarayan tabak-servis vs.lere düşkünümdür. Aslında çayın-kahvenin ikramının türlüsü çeşitlisi, renklisi, şekillisi,her şeyi..İçkiyi ağzına sürmeyen amcaların o minicik içki şişelerinden koleksiyonları gibi, hatta belki hayatında mektup yazmayıp pullara sevdalı birileri gibi..Hatta çay biraz da babam galiba benim için, o çok düşkündü..Belki de çayın kekremsi buharının kokusu onun kokusu benim için, o incecik çay fincanları ise üzerindeki şık hanımları ile camlı büfede sergilenip, sadece yıkanmak için senede bir kaç defa dışarı çıkarılan annemin sabrı ve vefakarlığı belki de..

Ve bu da benim çaydanlık kılıfım. Birazcık dikişimi geliştirme çabalarımın sonucu, birazcık sevdiğim kurdele nakışı ile biraz oynama fırsatının..Biraz pazar kahvaltıları için bir şıklık, ama daha çok...Daha çok çayla bir imza atma arayışı belki de hayatımıza..Eşimin, orta yaşını aşmış bu kadının en sevdiği "evcilik" arkadaşı eşimin "dantel-fırfır-nakış-kurdele" vs. hiç sevmemesine rağmen sırf benim için ses etmeden, hatta överek, güzel sözlerle kullandığı eşyalarımızın arasına katılan yeni bir çay-kahve aksesuarı mutfağımızın..Ve belki de gözlerindeki o bakış, bazen "kullanmaktan" çok "kullanmak umudu taşımanın" bir kadını hayata bağladığını bilip buna sessizce sevinmesidir bir adamın...
Haydi, ben bir çay koyayım bu akşam yine o adama, sırf o bakışların hatırına, yine böyle alayım bu akşam da gönlünü, çayla..