Kahveli Kek

Keki güzel, ama üzerindeki kahveli kreması ayrıca güzel, köpük gibi ve hafif, ve yanında dondurmayla özellikle tavsiye edilir :)

100 gr.Margarin     

2 Yumurta      

1 su bardağı Toz şeker    

1 paket Kabartma Tozu    

1,5 su bardağı Un   

2 çorba kaşığı Kıyılmış Badem             

2 çorba kaşığı Kuru Üzüm

2 çorba kaşığı Hazır Toz Kahve

Süslemesi İçin:

1 su bardağı Krema    

1 çay kaşığı Hazır Toz Kahve

3 çorba kaşığı Pudra Şekeri

1 çay bardağı Kıyılmış Badem

2 çorba kaşığı Damla Çikolata              

Eritilmiş margarin, şeker ve yumurta çırpılır. Kabartma tozu, un, badem, kuru üzüm ve kahve eklenip çırpılır. Kalıba dökülerek önceden ısıtılmış 180 C fırında 35 dakika pişirilir. Bir kasede krema, pudra şekeri ve kahve çırpılır. Krema soğumuş kekin üzerine sürülür. Kremanın üzerine badem ve damla çikolata serpilir.                 

Afiyet Olsun                            

                           

Köpecikli Duvar Panosu

Aniden fotoğrafını çekiverdim de, şaşırdı köpeciğim, kocaman açtı gözlerini, yanakları da pembeleşti  utancından, karşınıza çıkacağı için.

Yazlığa yaptım bu duvar panosunu. Bambu koltuklara uygun renkte boyadım. Harfleri ve köpeciğimi fimo hamurundan yaptım, yerlerine yapıştırıp pişirdim. Diğer tüm yapıştırmalar ondan sonra tabii.

Panoya iki delik deldi eşim, böylece kahverengi kordonu kullandım askı olarak. Üzerinde ponpon fırçanın süngeri ve arkası ile yaptığım pati izleri var, her ihtimale karşı da uğur böcekleri ve nazar boncukları. Aman aman, ben köpecğimi garantiye alayım da, ne olur ne olmaz?

Peynirli Toplar

Özellikle sahurda hamur işi bir şeyler arayanlardansanız, mutlaka denemelisiniz bu dışı kızarmış, içi beyaz peynirli topları.

2 çorba kaşığı Sıvı yağ  

1 çay bardağı Yoğurt  

125 gr.Margarin  

1 Yumurta  

100 gr.Beyaz peynir

½ demet Dereotu         

½ pk.Kabartma Tozu   

2 su bardağı Un  

Bir kapta sıvı yağ, yoğurt, yumurtanın akı, rendelenmiş peynir, küp kesilmiş margarin, kıyılmış dereotu, kabartma tozu ve un yoğurulur. Üzeri örtülerek 25 dak.buzdolabında bekletilir. Hamur tekrar yoğurularak ceviz büyüklüğünde parçalar kopartılır. Yağlanmış fırın tepsisine top top yerleştirilir.Yumurta sarısı tuzla çırpılarak üzerlerine sürülür. 180 C fırında 30 dak.pişirilir.

Afiyet Olsun.

Çerçeve Yenileme

Arkadaşlarla, sevdiklerimle çektirdiğim veya kendi çektiğim fotoğraflardan bir kopyayı onlarla paylaşırken, öylece veremiyorum işte, en az birini, süslü püslü bir çerçeveye koymadan rahat edemiyorum. Bunun için de evde zaman içinde birikmiş ahşap çerçeveleri kullanıyorum çoğunlukla.

Hiç boyama yapmadım bu sefer. İki köşesine yaldızlı stickerlar yapıştırmamla, klasik bir havaya bürünüverdi zaten, tam da hediye gideceği evin dekorasyonuna uygun şekilde..

İç kenarlarına sutaşı yapıştırdım. Öylece de bıraksam olurdu, yaldızlıydı zaten ama, duramadım işte, yapıştırıverdi ellerim ben bir şey söyleyemeden daha. Bazen bu tür şeyler yaparken ellerim mantığımdan hızlı çalışıyor, zapt edemiyorum :)

Köşeye de adının baş harfi, her günü bu doğum günü gibi neşeli, mutlu, umutlu geçsin, adı yankılansın kahkahalar içinde semada..

Bir de, gelen geçen tekmeleyip devirse de, apartman görevlileri kaldırıp kaldırıp atsalar da, siz yoğurt kaplarıyla, kesilmiş pet şişelerle, bulduğunuz her tür kapkacakla kediciklerin, martıların, kargaların bir kaç damla suyunu bırakmayı unutmayın, onlara başka faydamız yok, bari bir bu olsun. 

Kakaolu Kurabiye

Kıtır mı kıtırlar, tatlı mı tatlılar. Çok da pratikler..Ben hediye olarak hazırladım bu yıldızcıkları. İftar sonrası çay yanına hafif bir tat..

125 gr.Margarin    

1 su bardağı Pudra Şekeri    

1 çorba kaşığı Kakao    

1 paket Vanilya

1 Yumurta             

3 su bardağı Un                     

1 paket Kabartma Tozu

Küçük küçük kesilmiş margarin, pudra şekeri, kakao, vanilya, yumurta, un ve kabartma tozu yoğurulur. Ay şekli verilen kurabiyeler tepsiye dizilerek 175 C fırında 20 dakika pişirilir. Üzerlerine 1 çorba kaşığı pudra şekeri serpilir. 

Ben de sizler gibi eline geçen kutuyu, kavanozu saklayanlardan olduğumdan, dışarıda aldığım bu kurabiye bardağını da atmadım, yıkadım. Portakal suyu, soğuk kahve, hatta diğer her türlü kapaklı bardak da kullanabilirsiniz. Yıkarken etiketini çıkardım, bardağın etiketin bulunduğu kısmına desenli kurdele, etrafına da ona uygun renkte saten kurdele ile süsler yaptım. Her zaman olduğu gibi kurdeleleri sabitlerken çift taraflı bant çok işime yaradı, yoksa böyle düzgün durması çok mümkün olmuyor. Haydi bakalım afiyet olsun, oruç tutan herkesin orucunu Allah kabul etsin, tutamayanları, sağlıkları ve güçleri oruca yetecek Ramazanlara ulaştırsın..

Döndüm Hem de Tencere Şapkalarımla

Döndüm, çantama kaçak binmiş bir avuç kum, aklımda hatıralar ve serinlik, ah o serinlik, bizler burada yanarken Avşa'nın o serin rüzgarı...

Bu arada, gitmeden hemen önce, ne zamandır aklımda olan bir işi daha tamamladım. Boyutları sebebi ile en sık kullandığım küçük tencereciklerimin kapaklarının yalıtımsız kulplarının elimi yakmasına bir son verdim. Tığ ile iki şapka ördüm, kenarlarına kurdele geçirip süsledim.

Tutacak gibi ayrı tutup, kapağı kaldırırken de kullanabilirsiniz, ama ben çok sevdim, hep üzerlerinde tutuyorum. Şıklar benim tencerelerim şıklaarrr, nazar etme ne olur, ör senin de olur :)

Blackwork Yastık

Bu yastığı da blackwork ile işledim. Mutfak önlüğünden artan beyaz duck kumaşı üzerine. Kumaşın delikleri saymak için biraz minik de olsa, çok da fazla zorlamadı doğrusu, alıştım mı ne o ani "lavanta torbaları" çılgınlığından sonra? 

Renkleri yine hobi odama uygun, oradaki koltuğumda yerini aldı. Proje de yine Coats'un Birleşik Krallık sayfasından.. Türkiye'de ise böyle şeyler yok maalesef. 2010 yılının sonlarında mail atıp sordum, "üzerinde çalışıyoruz" tarzı ama insanda "ip falan satıyoruz ama, el işiyle filan hiiiç işimiz olmaz" duygusu uyandıran bir cevap verdiler maille. Bugün baktım, "çalışmaları" hala devam ediyor, maşallah :) "Kraliçem çok yaşa" diyorum, ne diyeyim artık..  

Yastığın ortasına diktiğim beyaz kumaşın etrafına lacivert kordon diktim, bu minik dokunuş yastığın havasını çok değiştirdi.

Arkasına da boydan boya fermuar diktim, içini boşaltıp yıkaması kolay olsun diye.. 

Bir de bu açıdan bakalım çiçeklerime..

Bu da cupcake çiçeklerim.. Bunların da damakta bıraktığı tat başka.. Öbürlerinin de gözde bıraktığı..

Çiçek böcek iyi ama, insan bazen de bünyeyi tuzlu suya banmalı, mikroplarından arınmalı, üşümeli hatta, biraz fazla kalıp suda büzüşmeli, beyazlaşmalı değil mi? İşte onun için az biraz ayrılıyorum, bir batıp çıkıp geleyim ben...

Karışık

Kaybettiğim çocukluğumla karşılaştım geçen gün, Oyuncak Müzesi'nde. Sunay Akın'ın Göztepe'deki Oyuncak Müzesi'nden söz ediyorum. İşte Boncuk bu, benim köpeğim, nasıl ele geçirmişler de müzeye koymuşlar ki?

İşte tam ortada duran yakışıklı da benim sıpam, yapıştırma burun deliklerinin sallanışından tanıdım hemen, ama ben bunları Anadolu'da bir yerlerdeki küçüklere göndermiştim, oradan kaçıp buraya mı gelmişler?

Ama sonra, eşim de bu oyuncaklarla ilgili anlarından bahsedince, anladım ki, o dönemin bu popüler oyuncaklarından hepimizin vardı, aynı müzedeki teneke trenler, otobüsler, plastik dürbünler, Cin Ali'ler gibi. Benim oyuncaklarım da müzelik mi olacaktı? Müzelerde mi sergilenecekti benim çocukluğum da? Falanca Paşa olmadan, 2., 3. bilmem kim olmadan, "Sadece Boncuk", "Sadece Sıpa" da müzeye mi girecekti? Offf,gençliğim eyvah..

Zaten kız kulesi de kralın kızı için yapılmamış, bir tür anıt mezarmış, hatta bir dönem cüzzam hastaları için de kullanılmış. "Sepetteki elmaların arasından çıkan yılan kızı sokuvermiş" diye biten o masal, "masal"mış...

Artık daha fazla gerçek istemiyorum bu günlük, beni uyandırmayın, rüyada olacağım uzuuun bir süre, uyanmayı reddediyorum...

Ve Minik Melek

Bu minik melek de minik bir prenses için. Resim çerçevesinin için, dışını, alt kısımlarını pembeye boyadım, tam da minik bir prensese yakışacak şekilde. Üst kısmını kirli beyaz yaptım sadece.

Hamur kabartma meleğin kanatlarını sürfile makası ile farklı boylarda kestiğim 3 kat pembe tülden yaptım, uçuş uçuş uçuşmaları için. 

Çerçevenin kenarlarına serpiştirdiğim stickerlardan köşede olanın altına da ekledim bir parça.

İstanbul'dan uzaklara uçtu minik melek, İstanbul'dan sevgilerle. 

Angel

Hediyelik bir tepsi yaptım. Fildişi ve pembe renklerini kullandım bu sefer.

Tepside kullandığım dekupaj deseni ile, tepsiye uygun fincanların kutusunu da süsledim.

Her anne melektir, bu seferki tepsimin teması da bu oldu zaten, meleklere zaten bayılırım, biliyorsunuz artık, ama bu tombul meleğe iyice hayran oldum..

10 Marifetli Elinizi Çocuklara Uzatın

Arkadaşlar, bu sefer bir hayır işine aracılık ediyorum.

Yaz ertesinde 10marifet sergisi yapılacak ve sergiye gelen işler satılarak geliri bir hayır kuruluşuna bağışlanacak. 10 marifet sergisine sizler de katılın, daha çok satış, daha çok para, daha çok hayır...

Detay bilgiyi 10 marifet'te bulabilirsiniz.

Sergiye ben de kedili panomla katılıyorum. Sizleri de bekliyorum.