Dedim ve elimdeki işlerle kendi kendime son derece meşgul hale getirdiğim günlerimin içinde bir yer açıp, arada bir de çikolata kursuna uğradım.
Yemeye bayıldığım, sizlerin de tahmin edebileceği her bahaneye sığınarak bitteri, beyazı, sütlüsü, beyoğlusu, bolusu, fındıklısı, fıstıklısı, nanelisi, likörlüsü, yoğurtlusu ayırdetmediğim çikolataları yaparken ne derece başarılı olacağım bilmiyorum önümüzdeki günlerde ama, kurs çıkışı saçlarıma ve tüm giysilerime sinmiş o çikolata kokusunu durup durup içime çekmek bile ayrı bir keyifti doğrusu..
Hemen en kolaylarından ve de evde de ganajı hazır bulunduğundan -ki buraya dikkatinizi çekmek istiyorum, derin dondurucuda çikolatalı ganaj saklıyorum kötü günler için, daha ne diyeyim?- truffle yaptım, yaparken ganajın yarısını yeme ve erimiş çikolatanın kasesini, kaşığını, çikolata değmiş her şeyi yalama kısımlarını unutursak, yani elalemin yanında kibarca ağzımıza tek bir tane attığımızda, hımmm, gayet başarılıydı..
Tabii çikolata sevdası sadece çikolata değildir, bilirsiniz..İçinde çikolata olan her şey başkadır, en çok da çikolatalı kurabiye..Çikolatalı pasta ne kadar ağırsa, abiyeyse hatta, çikolatalı kurabiye o kadar spordur, sportmen değildir, tamam, kas yapmaz yağ yapar ama, hafiftir, ılıkken yendiğinde çocuksudur, kahve yanında klas, süt yanında doyurucudur..
Yani, ayrıdır çikolatanın yeri ayrıııı..
Aşka getirdi postun beni :) Tam da çikolata yerken üstelik ama benimki adi, sıradan, bildiğin market çikolatası :) Seninkilerin yanında solda sıfır yani :) Yine de elbette büyük keyif çikolata yemek, yapmayı düşünemiyorum bile :) Kolay gelsin sana, bereketli olsun bir de :)
YanıtlaSilO çarpı desenli vazo da dikkatimi çekti, zannımca siz "Nakış, kanaviçe sever bir hanımefendisiniz!" :))
ay yok canım, hiç bilmem, hiç anlamam, zaten de saraylarda doğmuşum ben hiç iş yapmamışım kii :))
Sil