30 Nisan 2016 Cumartesi

Biraz Renk, Biraz Motif



Ey deniz kenarları, başladınız mı yüzmeye? Kumdan kaleler yapmaya? Sıcaklamaya? Biz baharız henüz, hatta şu "evlerin içi serin" baharlardan..Yorgan da duruyor bizde hala, dışarılarda değilse de evlerde hırka lazım oluyor..Sıcak içecekler, örgüler, hatta sıcak içeceklere örgüler de devam ediyor işte..





Şöyle motifli bir şeyler ben de denemek istedim..Bir kaç renk ip, kolayından bir motif..İnternet sağ olsun, şemalılarından bir motif, zaten 2 kare yapınca bir fincana yetiyor..Şık oldu, değişik oldu..Sadece bu fincanları yıkarken hırkalarını çıkarıp, sonra tekrar giydirmesi? Barbie bebeklerle oynar gibi? Bilmem, çabuk sıkılacağım sanıyorum ama olsun, tığ işi ile uğraşması ayrı zevkli oluyor, kendi ürettiğini kullanması ayrı..Hayata da biraz renk, biraz motif katmalı insan bazen, değil mi? 





29 Nisan 2016 Cuma

Hafta Sonu


Güzel bir hafta sonu olsun..Tatile, en çok da gevşemeye, kafa dağıtmaya ihtiyacımız var bu aralar.. Damağımızda güzel lezzetlerle, sıcak sofralarda sevdiklerimizle olmaya ihtiyacımız var..Ve biliyorum ki, tuzlu kekler, hatta poğaça taklidi yapanlar, hafta sonu oldu mu, çay da demlendi mi, kalabalık ailelerin en sevilenlerinden her zaman..Bu hafta sonu için olsun bu kıymalı rulo poğaça tarifim..İster kek olsun adı, ister poğaça, özlediğimiz o sıcak, sevgi dolu, kahkahalarla çınlamalı ev ortamını yaşatmaya bir parça da olsun, katkısı olsun bu hafta sonu.. Afiyet Olsun..


150 gr.Margarin     
1 kahve fincanı Sıvıyağ     
1 çay bardağı Yoğurt     
1 Yumurta     
1 tatlı kaşığı Tuz     
3 su bardağı Un     
1 pk.Kabartma Tozu     
Çörekotu
İçi: 
200 gr.Kıyma     
1 Soğan     
Maydanoz     
Tuz, Karabiber

Margarin eritilir. Bir kapta içine sıvıyağ, yoğurt, yumurtanın akı, tuz, un ve kabartma tozu eklenerek yoğurulur. Oda sıcaklığında 45 dak. Dinlendirilir. Bu arada içi için kıyma rendelenmiş soğanla kavurulur. Tuz, karabiber ve kıyılmış maydanozla karıştırılıp, soğumaya bırakılır. Süre sonunda hamur tekrar yoğurularak dikdörtgen şekilde açılır. İçine kıymalı harç yayılarak rulo şeklinde sarılır. Yağlı kağıt serili fırın tepsisine yerleştirilip, üzerine yumurta sarısı sürülür ve çörekotu serpilir. 175C fırında 35 dak. pişirilir. 

Afiyet Olsun..

28 Nisan 2016 Perşembe

Yine Umut


Oralar da ısınmış mıdır? Özlemiş midir bizi? Hatırlıyor mudur? Eksikliğimizi hissediyor mudur burada bizim onun eksikliğini hissettiğimiz kadar? Sokakların dili yoktur ama ruhu olmaz mı hiç böylesi olur da? Bekleyeceğiz, özleyeceğiz, kavuşacağız bir gün inşallah, ne yapalım?


O zaman dikişle hayatı unutmaya, dikişle hayatı yaşamaya ve dikişle hayatı hatırlamaya devam..


Bu seferkiler karı-koca..Çalışan bir çift hatta, kıyafetlerinden belli..Tabii bir de aşık..Hallerinden belli..


Orijinalinde tek kolluydular, bir araya gelince tamamlanan..İçim elvermedi, bence aşk, kendi kanatları ile uçan iki kuşun bir gün aynı yöne doğru birlikte uçmasıdır, diğerinin sırtına binmeden, diğerinden destek alsa da kendi kanat gücünü kaybetmeden, daha güçlenerek ama daha çoğalarak..İçim elvermedi, özgür bırakmak istedim ben her ikisini de..İsterlerse hemen arkalarını dönüp birbirlerine gidebilecekleri kadar tam, güçlü, özgür..Ama istemedikleri için, sırf sevdikleri için bu hali, bu resmi, bu beraberliği 2 tamdan yeni bir bütün yaratarak, daha da güçlü, birlikte ama içiçe geçmiş değil omuz omuza bir dağ gibi dursunlar istedim..  



Birlikte çalışarak, birlikte üreterek, başka şekillerde belki, başka karakterlerde, ama hep aynı yöne, aynı hedefe, aynı doğrularla..Bir ömür boyu..İnşallah:))

27 Nisan 2016 Çarşamba

Kuru Domatesli Ekmek


Kara bulutların ardından yine bahar..Kaçırmamalı bu güneşli günleri..Piknik olabilir mesela..Veya yaza çok yakıştırdığım balık sofraları..Ama ekmeği ev yapımı, hatta yanında biraz da zeytinyağı ile, "banmalık"..


Sadece balık ve salata ile geçen öğünleri daha doyurucu yapabilmenin yolu ya balık çorbası benim için zaten, ya da ekmek..Yoksa doymadıkça yiyor insan, tatlılarda kalıyor aklı, o balık yüzmek istiyor, gezmek istiyor, istiyor da istiyor insanın midesinde..Gelin, beni dinleyin..Yapın kendi ekmeğinizi, rahat bıraksın şu balık midenizi: ))  


3,5 su bardağı Tam Buğday Unu     
1,5 su bardağı Ilık Su     
8 gr.Instant Maya     
3 çorba kaşığı Zeytinyağı     
80 gr.Hellim Peyniri     
6 Kurutulmuş Domates     
Biberiye     
Tuz

Un, maya, zeytinyağı, su ve tuz yoğurulur. Oda sıcaklığında üzeri kapalı olarak 1 saat bekletilir. Kuru domatesler bir kasede su içinde bekletilir. Süre sonunda tekrar yoğurulup, üzerine fırçayla zeytinyağı sürülür. Üzerine rendelenmiş peynir, küp doğranmış domates ve biberiye serpilir.Hamur iki parmak kalınlığında şeritlere kesilir. Yağlı kağıt serili fırın tepsisine çok sıkı olmayacak şekilde kendi etrafında sarılarak yerleştirilir. Üzerine tekrar biraz zeytinyağı sürülerek oda sıcaklığında 30 dak. Daha bekletilir. Süre sonunda üzerine fırça ile su sürülür ve içine bir tas su yerleştirilmiş 200 C fırında 10 dak. Pişirilir. Fırının sıcaklığı 180 C yapılarak 20 dak. Daha pişirilir. Fırından alındıktan sonra üzerine nemli bir bez örtülerek birkaç dakika bekletildikten sonra servis yapılır. 

Afiyet Olsun.

19 Nisan 2016 Salı

Uzun Kışın Ardından


Uzun kışın ardından güneş yüzünü göstermeye başladı..Hatta biraz fazla mı ne Nisan ayı için? Doğrudan yaza mı geçiş yaptık yoksa? Uzun kollular bile dayanılmaz olmaya başladı şu bir kaç günde..

Şelaleler çağlıyor, eriyen karlar gözlerimize ayrı bir ziyafet sunarken, kulaklarımızda o güzel müziklerini bırakıyorlar..Uzun kış, geride anıları ile, hatırlamak istemediğimiz acıları ile geçti, şimdi baharı karşılayan bizlerin de, kışı da çıkardık ya sağ salim, yaza kavuşma umudumuz yeşermeye başladı ağaçlar yeşerirken..Oysa ben hep baharda kaybetmedim mi sevdiklerimi? Baharlarda büyümedim mi aniden beklenmedik, aceleci acıların peşinden? Yine de yaşama içgüdüsü mü sevdiriyor baharı insana, tüm kötü hatıralarına rağmen?




Bu kışım bebeklerle geçti..Yeni öğrenmenin hevesine, kendimle olan "en mükemmelini yapma" yarışım karıştı, kalıplar kalıpları izledi, kumaşlar kesildi, ortaya çıkan her bebeğin ardından insanın gücüne olan şaşkınlığım, ruhumun kusur bulmaya meraklı çok titiz tarafının seslerine karıştı..Ama oldu, hepsi de güzel oldu..Beni bu yaşımdan aldı, eskilere götürdü..Hepsine, annemin bana sarıldığı gibi sarıldım bittiklerinde, hepsini babamın beni dizine oturttuğu gibi oturttum..Ama hiç büyümesinler isteyerek, hep böyle, bu şekilde, bu yaşta kalsınlar dileyerek yerleştirdim raflara onları..Onlar zamana bizim gibi kolay yenilmesinler umuduyla..



Chalet girl son bebeklerden..Dağlık yerler soğuk olur, kalın bir kazak, kalın çoraplar..Ama şıkız yine de biz, soğuk şıklığımızdan alamaz bizi..Hem zaten uzun geçen kışın ardından yaz da gelse, tekrar kışı görebilecek şanslılardan olabilirsek eğer ben ve bu postu şu an okuyan değerli dost, bu kazaklı kızı ve bu postu tekrar hatırlar ve bir dilek tutarız, bir kış daha görebilmek için burada.. 

18 Nisan 2016 Pazartesi

Umut



Yeni bir günü yaşayabilmenin umudu mudur bu sabahları böyle güzel yapan? Tabakta artan peynire-zeytine ertesi sabah devam edebilecek bir ömre sahip olma umudu mudur? Özenle kurulan kahvaltı sofraları, hele de insanın kendi evindeyse, kendi örtüsü, fincanı, tabağı, kendi çatal bıçağıyla olduğunda, neden bu kadar tatlıdır, "saadetimiz daim olsun" umudundan mı?  



Gözünden akan uykuyu ve çapağı ovalayarak mutfağa koşarken güzel bir kahvaltı kekinin kokusunda ev halkını uykudan uyandırmak için, insana bu gücü veren sevdiklerinden hiç ayrılmama umudu mudur?



Evet, kahvaltı keki..Dereotlu, peynirli..Onu anlatacaktım, anlatacağım da..Ama umut..Önce ondan bahsetmeden duramadım..Tarif çok kolay, malzemesi de kolay..Zor olan bu umudu hep taşımak, her sabah, o sabah tazecik pişmiş bir kek gibi çırpıp, kabartıp, etrafa dağıtmak..Yoksa kek kolay..  

3 Yumurta
1 su bardağı Sıvı Yağ
1 çay bardağı Süt
1 su bardağı Rendelenmiş Kaşar Peyniri
1 su bardağı Beyaz Peynir
1 demet Dereotu
1 pk. Kabartma Tozu
1 tatlı kaşığı Tuz
2,5 su bardağı Un

Bir kapta tüm malzeme çırpılıp yağlanmış kek kalıbına dökülür.  175 C fırında 50 dak. Pişirilir.

Afiyet Olsun..

Bu arada..Sabah uyandığında hayalini karşısında bulma umudu mudur bu geceleri böyle masal gibi buğu içinde bırakan? Nedir?




15 Nisan 2016 Cuma

Mavideydim


Hazır her yer sakinken, tatilciler kendilerini yollara, sahillere atmamışken yapılan tatilin tadı başka oluyor..Hele de bu ortamda evden uzaklaşmak, gündemi daha az takip etmek, sanki ülke değiştirmiş gibi, hafızanızı kaybetmiş gibi, ya da her şey bir kabusmuş ve uyanıvermişsiniz gibi iyi geliyor insanın ruhuna..



Tatil tamam ama, tembellik yok..Çalışmalara da devam bu arada..Patchwork meraklılarının ilk çalışmalarından biridir sanıyorum bu kara kare kumaşlardan yastıkçıklar..Ben de heves ettim ya, bunlardan bir tane diktim evdeki kumaşlardan, arka tarafından da teğellerle büzdürdüm..Sevdim bu patchwork işini, seneye bir kurs bulsam kendime.. Yastık bitince elimdeki hardanger'e de devam.."Bir kupanın insana ettikleri" denebilir bu çalışmama..Yeni fincanlarıma uygun masa örtüsü..Bitince hepsini bir araya getirip fotoğraflayacağım, nasıl da takım olduklarını göstereceğim sizlere, durun, merak edin şimdi biraz:))





Sığacık..Aşık olduk biz sana, yazıyorum bunu buraya, tarihe not düşüyorum, yine görüşeceğiz en kısa zamanda..

4 Nisan 2016 Pazartesi

Aşkın Zamanı


Pırıl pırıl günler başlayalı beri, bahar coşkusu ile uyanıyor insan..Gezmenin, pikniğin, sevmenin zamanı, aşkın tam sırası..

Aşkın zamanı olur mu hiç demeyin..Aşık olmanın zamanı olmazsa bile bence mevsim değişimleri var olan aşkı göstermek için, paylaşmak için en güzel zamanlardır. Baş başa karlar üzerinde bir yürüyüş de romantiktir, şakır şakır yağan yağmur altında tek bir şemsiye altında kıkırdayarak koşturmak da ıslak caddelerde..Hele goncalar ilk çiçeklerini açarken, fosfor yeşili çimler başlarını kaldırırken topraktan ve tepede güneş tüm doğayı uykusundan uyandırırken, yüreğinizdeki duyguları kelimelere, hatta bazen kurabiyelere dökmek başkadır.. 

Bu bahar tüm sevenler için aşk zamanı olsun, kalpli kurabiyelerim gökten tüm sevenlerin başına düşsün, Afiyet Olsun..

1 Yumurta     
1 su bardağı Pudra Şekeri     
1 çay bardağı Sıvı yağ     
125 gr.Oda Sıcaklığında Margarin     
1 pk.Vanilya     
5 su bardağı Un     
Süslemek İçin: Şeker Hamuru


Bir kapta tüm malzeme yoğurulur. Merdane ile açılarak kurabiye kalıpları ile kesilir. Yağlı kağıt serili tepsiye dizilip 175 C 15 dak. Pişirilir. Fırından çıkıp oda sıcaklığına geldiğinde üzerleri şeker hamuru ile süslenir.  

Afiyet Olsun.

3 Nisan 2016 Pazar

Yine Çayla


Evde çok nadirdir canımın çay çektiği, kalkıp kendime çay demlediğim. Kahvaltı, akşam yemeği sonrası gibi çayı seven eşimin çaysız kalamadığı zamanlarda bile benim sınırım 2 bardaktır. Ne evde severim bu konudaki ısrarı, ne de gittiğim yerlerdeki beni boğan lüzumsuzca aşırı ikram-yalvarma-yakarma-ant verme adetlerini..

Ama dışarıda gezerken aklıma gelir hemen, bir kıraathane taburesi, bir çay bahçesi sandalyesi, bir cafe koltuğu çarpmasın gözüme, hemen bir çay içesim gelir..Galiba çayın yanındaki dost sohbetidir asıl sevdiğim ya da çayıma katık ettiğim o bir kenarda durup seyre daldığım şehrin telaşı ile koşturan insanlar, çocuğunun elinden çekiştiren anneler, kedilere yiyecek atan delikanlılar, her gün koşan, hep koşan, bir yerlere varmaya çalışmanın değil, o yere varmanın zevk olduğunu düşünen şehrimin aceleci-sıkkın-üzgün insanlarıdır asıl sevdiğim..


Bir de çayı ikram için kullanılan ince belli çay bardağından ince porselen fincanlara, bitki çayını sıkma maşalarından çayın yanında kurabiye ikramına yarayan tabak-servis vs.lere düşkünümdür. Aslında çayın-kahvenin ikramının türlüsü çeşitlisi, renklisi, şekillisi,her şeyi..İçkiyi ağzına sürmeyen amcaların o minicik içki şişelerinden koleksiyonları gibi, hatta belki hayatında mektup yazmayıp pullara sevdalı birileri gibi..Hatta çay biraz da babam galiba benim için, o çok düşkündü..Belki de çayın kekremsi buharının kokusu onun kokusu benim için, o incecik çay fincanları ise üzerindeki şık hanımları ile camlı büfede sergilenip, sadece yıkanmak için senede bir kaç defa dışarı çıkarılan annemin sabrı ve vefakarlığı belki de..  


Ve bu da benim çaydanlık kılıfım. Birazcık dikişimi geliştirme çabalarımın sonucu, birazcık sevdiğim kurdele nakışı ile biraz oynama fırsatının..Biraz pazar kahvaltıları için bir şıklık, ama daha çok...Daha çok çayla bir imza atma arayışı belki de hayatımıza..Eşimin, orta yaşını aşmış bu kadının en sevdiği "evcilik" arkadaşı eşimin "dantel-fırfır-nakış-kurdele" vs. hiç sevmemesine rağmen sırf benim için ses etmeden, hatta överek, güzel sözlerle kullandığı eşyalarımızın arasına katılan yeni bir çay-kahve aksesuarı mutfağımızın..Ve belki de gözlerindeki o bakış, bazen "kullanmaktan" çok "kullanmak umudu taşımanın" bir kadını hayata bağladığını bilip buna sessizce sevinmesidir bir adamın...

Haydi, ben bir çay koyayım bu akşam yine o adama, sırf o bakışların hatırına, yine böyle alayım bu akşam da gönlünü, çayla..

2 Nisan 2016 Cumartesi

Çayla


Bugünkü  iyi pişmiş bir kek, tadı-tuzu yerinde, üstü nar gibi kızarmış..Zeytinli kek..Tuzlu kek severlere...


Kahvaltılık olarak da nefis olur yanında biraz peynir, bolca domatesle..Tam pazar kahvaltılarına özel..Ama hangi öğünde yerseniz yiyin, yanında mutlaka çay olmalı..


3 Yumurta   
1 su bardağı Sıvı yağ   
1 çay bardağı Yoğurt   
3 su bardağı Un   
1 pk.Kabartma Tozu
1 su bardağı Siyah Zeytin               
1 tatlı kaşığı Tuz         
1 çay kaşığı Kekik  

Bir kapta yumurtalar, yağ ve yoğurt çırpılır. 2 kaşığı üzerine sürmek için ayırılır. Kalan karışıma un,   kabartma tozu, kekik, tuz ve çekirdeği çıkarılmış zeytinler eklenerek tahta kaşıkla karıştırılır. Karışım yağlanmış fırın kabına dökülür. 180 C fırında 15 dak.pişirilir. Üzerine kenara ayırılan 2 kaşık yoğurtlu karışım sürülür. Tekrar fırına verilip 20 dak. Daha pişirilir.

Afiyet olsun..

Bu arada, siz de bizim gibi, yaz kalabalıkları başlamadan adaları ziyaret etmeyi unutmayın. İster pikniğe, ister balık yemeğe..Ama adada bir çay içmeden dönmeyin..Adanın tadı böyle çıkar, bir bardak demli çayla..


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...