Salondaki güllü aksesuarlara eklemelere de devam bir yandan..Yastık, örtü, vazo, abajur derken, bir de minik dokunuş, ama ille de güllü..Hep söylüyorum, bu "İngiliz Evi" bozdu bizi:))
Yalnız desen çok güzeldi, bir yerlere işlemeden durmak zaten mümkün değildi.
Ama örtümü bu sefer hiç üşenmedim, astarlı mastarlı, arkasını tertemiz yaptım..Kıvırdığım kenarlarını da, kenarına geçirdiğim su taşını da elle diktim, ince ince..Galiba herşeyi makinada dikeyim, düzgün olsun inadını bırakmak daha iyi..Elde daha mı düzgün oluyor ne? Bir projenin daha sonu, yeni işlere başlamak üzere ayrılırken bu örtümden de, yine yeni yeni öyle çok şey öğrendim ki..Galiba bunun için sıkılmıyorum bir türlü..Her yeni iş, yeni bir macera oluyor benim için..Dışarıdan bakıldığından belki yüzüncü kanaviçem, ama her biri bir şeylerin ilki..
İlklerin tatlı heyecanıyla geçsin hafta sonunuz..