28 Temmuz 2014 Pazartesi

Şekerpare


Madem konumuz bayram, madem konumuz şeker, işte şekerpare, tatlı anları paylaşmak için, ağızda şeker tadı kalması için her güzel günün sonunda...Mutlu bayramlar...

250 gr.Margarin
1 Çay Bardağı Sıvı Yağ
8 Çorba Kaşığı Pudra Şekeri
 2 Yumurta 
4 Çorba Kaşığı İrmik
5 Su Bardağı Un
Tuz
1 pk. Kabartma Tozu
1 pk. Vanilya
Şerbeti için
5 Su Bardağı Toz Şeker
4 Su Bardağı Su
1/2 Limon Suyu

Şerbet için su ve şeker kaynatılır. Kısık ateşte 10 dak. Daha kaynatılıp, içine limon suyu eklenir. 3-4 dak. Daha kaynatılıp, ocaktan alınır. Şerbet oda sıcaklığında soğumaya bırakılır.

Küp küp kesilmiş margarine ve diğer tüm malzeme yoğurulur. Hamur 30 dak. Buzdolabında bekletilir. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparılarak yuvarlanır ve bir tepsiye aralıklı olarak dizilir. Üzerlerine birer fındık yerleştirilip, sıvı yağla inceltilen yumurta sarısı sürülür. 180 C fırında 25 dak. Pişirilir. Fırından çıkan tatlının üzerine ılık şerbet dökülür. Oda sıcaklığına geldiğinde, servis zamanına kadar buzdolabına kaldırılır.

Afiyet Olsun. 



23 Temmuz 2014 Çarşamba

Mavi Camlar


Sonunda ben de mavi camlara kavuştum. Aslında çok da kolaymış uygulaması ne yalan söylemeli..Kusursuz değiller, ama zaten kimin umurunda ki?


Turkuaz rengi cam boyasını biraz da suyla karıştırıp içlerine döktüm, sonra ters çevirip 24 saat süzülmelerini bekledim...Son aşama ise fırınlama, yani boyayı cama sabitleme..
  

Bu koyu olana ise hiç su katmadan sadece boyadan döktüm, biraz daha koyu, ama çok da hoş oldu..


Fırınlama gerçekten sabitliyor boyayı, yaptığımdan beri su dolduruyorum, yıkıyorum, boyalar hala ilk günkü gibi..Oldu galiba, benim de mavi camlarım oldu...


17 Temmuz 2014 Perşembe

Dördümüze Bir Eş, Her birimize Bir İş


Çok sevdiğim filmlerdendir..Yoğun iş hayatı sebebiyle ailesine, eşine ve kendisine vakit ayıramayan bir adamın kendinden yarattığı kopyalarla, her şeye vakit bulabilmesini anlatır ve çalıştığım dönemlerde en çok ihtiyacım olan şeylerden olduğundan belki de, tam da beni anlattığını düşünürdüm..

Sonra tamam dedik, madem kopyalayamıyoruz kendimizi, eldeki tek orijinal nüshayı başkaları için değil, kendimiz için kullanalım, hem o zaman vakit de yeter..Ama neredeeee....İnsanın gönlünde birden çok sevda oldu mu, yine yetmiyor 24 saat, yine kuş olup uçuyor saatler avuçlarınızın arasından..Yemek yapsam kanaviçenin hatırı kalıyor, iki satır işlesem, ahşap boyayasım geliyor..Kitaba başlıyorum, nette şöyle bir volta atmadan olmuyor...Biraz yürüyüş, sahilde bir çay, vizyona yeni giren filmler, aklımda olup da hala gitmediğim tiyatro oyunları, "biraz sebze alayım", "başbaşa bir kahve içer miyiz?", "bu CD'yi dinlemiş miydin?"...vs.vs..Yetmiyor, bitmiyor, hep eksik kalıyor bir şeyler...İş listeleri yapıyorum, yapılacaklar listeleri, proje planlamaları, günlük programlar...Koşuyorum, koşuyorum, yetişemiyorum. Dört değil ondört kopya yaptırsam, yine yetişemeyeceğim belli ki...Çünkü ne zaman biraz vakit artsa, bakıyorum başka ilgi alanlarım da varmış, "örgü örmeyeli seneler geçmiş", "şu tığı elime alsam, üzerine eğilsem çıkar mı ki bir şeyler?", "bir dikiş kursuna gitsem de çözsem şu işi", "biraz makale okusam fotoğrafta kompozisyon konulu"...

Galiba doğruymuş, hayat oraya varmak değil, varmaya çalışmakmış...

Sarımsaklı İsveç Ekmeği ve Domates Confit


Hafif sarımsak aromalı bu yağlı ekmeğin yanına tam da yakışacak lezzet, Domates Confit. Yani kısaca kabuğu soyulmuş domateslerin zeytinyağı, sarımsak, kekik ve tuzla fırında ağır ağır pişirilmesi ile elde edilen, domatesi ayrı güzel, zeytinyağı ayrı güzel lezzet..Ben Martha Stewart’dan öğrendim, kolay bir tarif aslında..


Yanında da bu ekmekle, ekmeğin sarımsak kokusunu içinize çeke çeke, sonra ekmeği bu zeytinyağına batıra batıra, domateslerin suyunu ekmeğin üzerine akıta akıta yiyeceksiniz ki…Tamam, kestim artık :)) Tarife geçelim hemen:


10 su bardağı Un
3 su bardağı Süt   
100 gr.Margarin  
 Tuz   
2 pk.Instant Maya     
1 tatlı kaşığı Sarımsak Tozu        
100 gr.Rende Kaşar Peyniri                
Üzeri: 
1 Yumurta     
Kaya Tuzu     
Susam

Bir kasede maya, süt, eritilmiş margarin, un, peynir, sarımsak tozu ve tuz yoğurulur. Hafif unlanmış tezgaha alınarak, hamurdan toplar yapılarak yağlı kağıt serilmiş tepsiye yan yana dizilir.  Üzeri kapalı olarak oda sıcaklığında 20 dak. bekletilir. Üzerine yumurta sürülüp, kayatuzu ve susam serpilerek 200 C fırında 25 dak. Pişirilir.  

Afiyet Olsun.


16 Temmuz 2014 Çarşamba

Hasır Şişelik


Kimbilir hangi şarapla birlikte gelmişti evimize bu hasır şişelik..Bir kaç tane daha vardı, birini yazlık yapmaya karar verdim.


Dışına biraz beyaz, ağız kenarına az mavi..


Alt kısmına biraz deniz kabuğu...


Deniz ve mehtap seni sorarlarsa, seslen onlara, "buradayım, bekliyorum"..

15 Temmuz 2014 Salı

Ayaklarının Üzerinde Durmak


Evet, bir de böyle bir derdim oldu şu son bir kaç yılın koşuşturmacasının ardından..Sabah yataktan ilk kalkışta yere o ilk basışımda duyduğum acıyı, koltuktan ayağa kalkarken, hatta bazen de hiç bir şey yapmazken hissetmeye başlayınca, topuk dikeniyle de tanışmış oldum. Doktordu, MR'dı derken, sonunda şimdi kortizonlu iğnemi oldum, bana isyan eden ayak ve taban kaslarıma inat evin içinde sekiyorum, işlerimi ayakta görüyorum ve benim kadar masa başı işlerini seven, oturmaya bayılan, asansöre tapan birinin ayakta durmak, yürümek, dolanmak için ettiği inada şaşıyorum. Ayaklarının üzerinde durmak bu olsa gerek :)

Herkese kendi ayakları üzerinde güzel bir gün dileklerimle... 

13 Temmuz 2014 Pazar

Bir Demet Mavi


Mine çiçeklerinden bir çelenk, beyaza boyadığım ahşap bir çerçeve, sakin, serin ve masmavi,,Pardon hasmavi..


Somun Ekmek


Hafif yağlı, paskalya çöreği havasında, yok yok, Ramazan’ın o nefis pastane pidesi havasında mis kokulu bir ev ekmeği..
Yanında ev yapımı çilek reçeli ve ballı portakallı tereyağı ile. Bu güzel çilekleri kaçırmamak lazımdı.

Ben tereyağını kutu kremayı çırparak yapıyorum, kremanın suyu ayrılınca iyice süzdükten sonra da içine biraz bal ve portakal kabuğu rendesi..Ekmeğime katık oldular, birbirlerine yakıştılar..Ekmeğin tarifine gelince:

500 gr.Un     
250 ml.Süt     
1 çay bardağı Ayçiçek Yağı     
1 tatlı kaşığı Tuz    
3 tatlı kaşığı Toz şeker     
1 pk.Instant Maya     
Üzeri: 
1 tatlı kaşığı Pekmez     
1/4 kahve fincanı Su     
Çörekotu

Bir kasede maya, tuz, şeker, yağ ve ılık süt karıştırılır. Un eklenip yoğurulur ve üzeri kapalı olarak oda sıcaklığında 30 dak. Bekletilir. Hamura şekil verilerek yağlı kağıt serilmiş bir tepsiye yerleştirilir. Yine üzeri kapalı olarak oda sıcaklığında 20 dak. Bekletilir. Su ve pekmez karıştırılıp üzerine sürülür. Çörekotu serpilerek 200 C fırında 25 dak. Pişirilir. 

Afiyet Olsun. Mutlu pazarlar herkese..

12 Temmuz 2014 Cumartesi

Mahlepli Peynirli Poğaça


Eskilerden bir koku, bugüne ait bir tat, içindeki mayaya rağmen hamur hissi vermeyen bir doku, daha ne olsun :))
3,5 su bardağı Un     
2 pk.Instant Maya     
2 çorba kaşığı Toz şeker     
1,5 tatlı kaşığı Tuz     
2 Yumurta     
1 çay bardağı Süt     
150 gr.Margarin     
1 tatlı kaşığı Mahlep     
Sıvı yağ    
Çörek otu 
Beyaz Peynir      
Maydanoz 

Bir kasede un, ılık süt, maya, küp küp kesilmiş margarin, mahlep, şeker, tuz ve 1 yumurta yoğurulur. Küçük bezeler yapılıp, açılır ve bir bardak ile yuvarlaklar kesilir. Bir kapta beyaz peynir ezilerek ince kıyılmış maydanozla karıştırılır. Peynirli iç hamurdan kesilen dairelerin ortasına konularak yuvarlanarak kapatılır. Hamur topları aralıklı olarak yağlanmış bir tepsiye dizilir. Bir kasede 1 yumurtanın sarısı biraz sıvı yağ ile çırpılır. Poğaçaların üzerine sürülür, üstlerine çörek otu serpilir. Poğaçalar oda sıcaklığında üzerleri kapalı olarak 1 saat bekletilir. 200 C fırında 20 dak. Pişirilir.

Afiyet Olsun.
 

11 Temmuz 2014 Cuma

Bugün Evde Kalsam da..


"Bugün evde kalsam, bugün evde kalsam da önce şöyle bir uyuyup, saatle değil, kendi kendime, uykum bittiğinde uyansam..Güzel bir kahvaltının ardından atsam kendimi sahile ve yürüsem, benim gibi bir kaç kaçak sahil boyumca koşarlarken yanı başımda, ben önce rüzgara çevirsem yüzümü, ofisin klimalarına hiç benzemeyen bu serinlikle ürperirken rüzgarın getirdiği bolca oksijeni çeksem içime, sonra güneş ısıtsa beni.." 


"Bugün evde kalsam da, hiç ama hiç bir şey yapmasam..Hiç bir şeyi yetiştirme telaşı duymadan, ağır adımlarla yürüsem, ağır hareketlerle yerden taş alıp sektirsem mesela denizde bugün bütün gün, günün en önemli işi olarak.."


"Tam da mesai saatinde adaya kaçsam, simit-çay keyfinden artan simitleri martılarla paylaşsam, kedileri beslemesem, bugün en önemli toplantım kedilerle olsa.." 


"Bugün evde kalsam ve bütün bir günü mutfakta geçirsem. Pratik olmayan bir şeyler hazırlasam saatlerce başında bekleyerek, aralarda kahve içerek, raflardaki bütün tabakları lavaboya yığıp, yıkamakta hiç de acele etmeden, daha zor, daha tatlı, daha değişik bir şeyler denesem.."


"Bugün işe gitmesem ve olması gerekenleri değil, kuralları değil, benden beklenenleri değil, hep olmazları yapsam, kuralları yıksam, beklenmedikleri üretsem ve sadece kendim için elimden çıkanları önce ben beğensem..Kessem, diksem, boyasam ve benden başka kimsenin işine yaramayacak, kimsenin para ödemeyeceği bir işim var diye sevinsem parmaklarımdaki beyaz boyalar, dikiş iğnesinin açtığı delikten sızan bir damla kırmızı kana karışırken..."  


...Böyle dediğim günler çok olmuştu yıllar boyunca, adına meslek denilen sorumluluklar omuzlarımda bankadan bankaya, şehirden şehire, ülkeden ülkeye savrulurken..Ve ben bugün, bir süredir olduğu gibi yine gitmedim işe ve uyudum, yürüdüm,  pişirdim, boyadım ve şükrettim. Seçtiğimiz yeni hayata ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu bir defa daha farkettim ve "olmak istediğim yerde olabilmenin" huzuru ile gülümsedim bütün bir post boyunca.. 




10 Temmuz 2014 Perşembe

Heyecan


Her yeni iş, yeni bir heyecan..Merak, zevk, sabırsızlık, sabır...Haydi kolay gelsin..

9 Temmuz 2014 Çarşamba

Kuru Dallardan


Kuru dallardan bir çelenk. Hazır aldım bu kahverengi dallardan çelengi, sonra şöyle, çok detaya girmeden, dalların kendi rengini çok da kaybetmeden hafif bir boya..


Bir yıldız, biraz kurdele...Sade oldu, dalgaların üstünde oynaşan o köpükler kadar sade ama o köpükler kadar benzersiz..Baktıkça daldım gittim, beyaz dallara astım hüznümü, yıldız yıldız umutlandım..


8 Temmuz 2014 Salı

Hurma Tatlısı


Ramazan'da tatlı olarak da hurma iyi fikir değil mi? Tamamı hamur ve kısa olan ramazan gecelerinde mideye taş gibi oturan tatlılar yerine bu tarif, bir hurmanın etrafına sarılmış ince hamuru ile farklı bir alternatif. 


Tarif Elmas Yetgin’e ait. Hem pratik, hem çok emek harcanmış görünüyor. Bayramlık bir tatlı ama, bize her gün bayram nasılsa J) Ramazan’da alınıp evde iyice birikmiş hurmalarınız varsa, onları bayramda değerlendirmek  için de güzel....

1 Yumurta     
60 gr. Tereyağı     
Tuz     
1 kahve fincanı Süt     
½ pk.Kabartma Tozu     
3 su bardağı Un     Nişasta     
İçi: 
500 gr.Medine Hurması     
100 gr.Antep Fıstığı     
Üzeri: 
200 gr.Tereyağı     
Şerbeti: 
2 su bardağı Toz şeker     
2 su bardağı Su     
4 damla Limon Suyu

Önce şerbet için şeker ve su kaynatılır. Limon suyu eklenip, bir taşım daha kaynatıldıktan sonra ateşten alınıp, soğumaya bırakılır.
Hurmalar yanlarından kesilip ikiye ayırılarak çekirdekleri çıkarılır ve içlerine Antep fıstığı içi yerleştirilerek kapatılır.
Hamur için bir kapta yumurta, oda sıcaklığındaki 60 gr.tereyağı, bir tutam tuz, süt, un ve kabartma tozu yoğurulur. Üzeri örtülerek oda sıcaklığında 15 dak. Bekletilir. Hamurdan 14 beze koparılarak her biri nişasta ile yemek tabağı büyüklüğünde açılır. Aralarına nişasta serpilerek üst üste konur ve hepsi birlikte incecik açılır. Hamurdan 2 parmak genişliğinde şeritler kesilerek, hurmalara sarılır. Tepsiye dizilen hurmaların üzerine 200 gr. Erimiş tereyağı gezdirilerek 180 C fırında 35 dak. Pişirilir. Fırından çıkan sıcak tatlının üzerine soğuyan şerbet dökülür. Buzdolabında soğutularak servis yapılır.      

Afiyet Olsun.

7 Temmuz 2014 Pazartesi

A Bundle of Joy


Bir demet neşe..Bir tutam deniz kuşu..


Her biri kendi köşesinde şarkılar söylüyorlar sanki, işlerken onların neşesi bana da bulaştı.. 


Haftanız neşe içinde geçsin..

6 Temmuz 2014 Pazar

Tava Ekmeği


Bu kadar az malzemeyle böyle bir lezzet, inanılmaz..Evde böyle bir ekmek dokusu, denemeden anlatılmaz...


Ev yapımı ayva marmeladı yanındaki de..Kışın boş durmayıp, bugünler için çalışanların böyle fırsatları olacak tabii yaz boyu :)

1,5 su bardağı Su     
1 çorba kaşığı Tuz     
20 gr.Instant Maya     
5,5 su bardağı Un

Ilık su, maya, un ve tuz yoğurulur. Oda sıcaklığında üzeri kapalı olarak 1 saat bekletilir. Hamur tekrar yoğurularak yağlanmış kalıba yerleştirilir. Yine üzeri kapalı olarak oda sıcaklığında 1,5 saat bekletilir. Üzerine su serpilerek 200 C fırında 25 dak. Pişirilir. Fırından alındıktan sonra da üzerine su serpilip, ılık hale gelince kalıptan çıkarılarak servis yapılır.    

Afiyet Olsun.


5 Temmuz 2014 Cumartesi

Karamel Soslu Cevizli Kek


Herkese mutlu bir hafta sonu diliyorum..

Bu kek mısır unuyla. Ceviz ve mısır ununun uyumuna şaşıracaksınız. Karamel sosu ise öyle pratik ki, her tür tatlı ile kullanabilirsiniz. Sosun tarifi, tariflerinden çok anlatımına bayıldığım Ece Zaim’den..

3 Yumurta                      
2 su bardağı Tozşeker   
2 su bardağı Süt   
1 çay bardağı Sıvıyağ  
4 su bardağı Mısır Unu   
1 pk.Kabartma Tozu          
1 pk.Vanilya     
1 su bardağı Ceviz İçi

Karamel Sosu için
 200 gr.Esmer Şeker     
150 gr.Krema     
50 gr.Margarin     
1 pk. Vanilya

Yumurtalarla şeker çırpılır. İçine süt ve sıvıyağ eklenerek tekrar çırpılır. Un ve kabartma tozu eklenerek tekrar çırpılır. Yağlanmış kek kalıbına dökülerek 180 C fırında 40 dak. Pişirilir. Bu arada karamel sosu için bir tavada şeker kremanın yarısı ile eritilir. Ateşten alınıp, içine kalan krema, yağ ve vanilya eklenerek, karıştırılır ve soğumaya bırakılır. Soğuyan kekin üzerine ılık hale gelmiş karamel sozu gezdirilerek servis yapılır.

Afiyet Olsun.


4 Temmuz 2014 Cuma

Unutulmuyormuş


 

Tığ işi...Meğer bisiklete binmek gibiymiş, unutulmuyormuş..Sık iğne, tırabzan falan filan, isimleri karışıyormuş birbirine ama, tığa bindin mi bir kere, götürüyormuş seni bir yerlere..


Yarım litrelik süt şişesine giysi oldu bu ip..Nalburlarda falan satılan o keten iplerden işte, adını bilmiyorum, ama tepsi sapına, şuraya buraya sarmak için kullanıyordum hep.. Tığ işine de yakışıyormuş meğer..


Ortancalara en yakışan tarz..




Yan gelip yatmayı da hak etmedi mi artık?

3 Temmuz 2014 Perşembe

Düğümler


Düğümler, çarpılar, renkler, kareler...Her bir "çarpı"da bir şeylerin tamamlanışı hissettiğim, yarım kalan her şeyin noktalanması ve her yeni kare, yeni bir şeylerin başlaması...


Eskiler, yeniler, bittiği an eskiyenler, eskidiği an belki de benim için yeniden başlayanlar..


Bir iğne deliğinde kaybolmak, sonra, bir kare sonra belki de yeniden buluvermek kendini..


Çarpıları sayarken, hayatının muhasebesini hep yeni baştan yapmak, hep eksileri fazla bulmak, iki çarpı fazla yaparak "eksileri artılama"ya çalışmak...Hep çalışmak, çalışmak...Düğümler arasında gözden kaybolana dek..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...