30 Haziran 2015 Salı

Bir Kaç Bisküvi

Dışarısı sıcak, tam güneşli derken, bulut giriyor araya bu sefer de, İstanbul oldukça boş, sessiz, sakin bu aralar, ama sanki Marina'nın bile pek tadı yoktu bugün, bazen evde tembellik daha iyi geliyor insana..

Tembellik dediysem tam tembellik, okumak için uzanıyorum biraz, kalkıp televizyondaki yemek programlarını mı izlesem diyorum biraz bir şeyler işleyip, ama tepsiye bir kat boya daha atmalı önce ama dur şimdi, yoksa şu bir türlü ilerlemeyen örgüyü mü oturup bir çırpıda tamamlayıvermeli, yok iftar için bir çorba yapmalı, çorbasız olmaz, yalnız daha çok var iftara, çayın yanına mı bir şeyler?" diye günü geçiriyorum bazen.. 

Ama her zaman galip gelen fırında bir şeyler pişirmek, orası kesin. En tembel anımda bile elimden kurtulmuyor bir kaç bisküvi, yaparken ayrı eğlence, pişmesini beklerken ayrı merak, tadarken ayrı neşe. Bunlar mesela, milföy hamurundan gibi kat kat, çıtır çıtır, kolay, zahmetsiz. En tembel anlar için, en sıkıcı günler için birebir..


300 gr.Un    
200 gr.Beyaz Peynir     
150 gr.Margarin     
2 Yumurta     
Tuz     
Susam, Çörek otu

Bir kapta un, rendelenmiş peynir, küp küp kesilmiş margarine, 1 yumurta ve tuz yoğurulur. Oda sıcaklığında 20 dak. Bekletilir. Hamur unlanmış tezgahta açılarak kurabiye kalıpları ile kesilir ve yağlı kağıt serilmiş tepsiye yerleştirilir. Üzerlerine yumurta sarısı sürülerek susam ve çörek otu serpilir. 175 C fırında 20 dak. Pişirilir.   

Afiyet Olsun.

Bugünlük benden bu kadar, tembelim bugün, başka anlatacak bir şeyim yok :))

Herkese kucak dolusu sevgiler




29 Haziran 2015 Pazartesi

Yumurtadan


Severdim şu sürpriz yumurtalardan çıkan minik oyuncakları..Hala da severim ama, koleksiyonlarını yapacak kadar değil, bu minikler hariç..Bunlar, çalıştığım yerde, daha öncekilerden çok farklı şekilde, günümün büyük kısmını telefonda geçirmeye başladığım dönemde öğle tatiline nadiren çıkabildiğim günlerde kendime ödül olarak aldığım yumurtalardan çıkmışlardı..Ne telefon konuşmalarına şahit oldular bir bilseniz..Bazen telefonun bağlanmasını beklediler benimle birlikte parmaklarımın arasında, bazen telefondan gelen bir çift tatlı söze benimle birlikte sevindiler, bazen telefonun ucundakine söylenemeyen tüm o küfürlü cümleleri avucumun içinden hissettikleri olanca gücümle sineye çektiler..

Çok yer değiştirdim, çok taşındım şirket adını, binasını, bölümünü, bölümümü değiştirdikçe, ama onları hiç geride bırakmadım. Şimdi emekliler, hobi odamın rafımdan biri gururla bakıyor elimden çıkanlara, biri "vaaay" diyor, yumruğunu havaya savurmaya hazırlanırken, diğeri şöyle bir yakından incelemeden hiç ses etmiyor..Beni, içimden geçenleri ve içinden geçtiklerimizi bir onlar biliyor benden başka..Yumurtadanlar onlar, ama canlar :))

Herkese harika bir hafta diliyorum.




26 Haziran 2015 Cuma

Biberli Çiçekler

Leyla ile Mecnun, Tahir ile Zühre, Yusuf ile Züleyha, çay ve küçük tuzlu kurabiyeler..Kat katlar, çıtırıklar, biraz peynirli, biraz da biberliler..Tarifi kolay, yapımı hızlı..


2 Yumurta     
250 gr.Margarin     
3 su bardağı Un     
1 tatlı kaşığı Tuz     
1 çay kaşığı Pul Biber     
100 gr.Kaşar Peyniri     
1 çay bardağı Beyaz Peynir     
1 çorba kaşığı Biber Salçası     
Çörek Otu

Oda sıcaklığındaki margarine küp küp kesilerek bir kapta 1 yumurtanın sarısı dışındaki tüm malzeme ile yoğurulur. Hamur buzdolabında 20 dak. Dinlendirilir. Un serpilmiş tezgahta açılıp kurabiye kalıpları ile kesilerek fırın tepsisine dizilir. Üzerlerine yumurta sarısı sürülüp çörek otu serpilerek 180 C fırında 15 dak. Pişirilir. 

Afiyet olsun diyor, şimdiden keyifli bir hafta sonu diliyorum..


25 Haziran 2015 Perşembe

Çay Keyfi

Yaz tam da sevdiğim gibi geçiyor bu yıl, püfür püfür..Serin akşam üstlerinde uzanıp kitap okumak nasıl en sevdiğim yaz keyiflerinden biriyse, akşam çayları da ayrı bir keyif.. Hele de kokulu, baharatlı, limonlular..

Eski peçete dekupajı limonluğumu da yeniledim, bu sefer limon desenli peçeteden sonra bir de beyaza boyadım ve peçetenin altından hafif hafif sızan beyaz enamel boyanın o eskitme havasına bayıldım..Artık bir fanusu da var limonluğumun buzdolabında daha güzel saklansın diye..Yok yok itiraf ediyorum, görünüşü daha şık olsun diye:)) Keyifli anlara küçük şıklıklar daha da keyif katıyor, hayatı güzelleştirecek hiçbir fırsatı kaçırmamalı insan, yoksa beklemekle kendiliğinden güzelleşivermiyor..

Herkese keyifli çay saatleri diliyorum, en sevdiğiniz her şeyle ve herkesle birlikte..






Evet, bu limon çatalı o limon çatallarından, annelerimizin kabul günlerinde kullandıkları o renk renk çatallardan biri..Biri bende işte, saklıyorum ve hep kullanıyorum..O ağır kolonya kokulu, tombiş, saçları permalı ve kolları altın bilezikli teyzelerin çarpıntı yapmasına rağmen bir parça limonla hayır diyemedikleri çaylara kırmızı ojeli parmakları ile uzanırken bir elleri ile de tuttukları gibi tutuyorum, ucundan, hafifçe ve olabildiğince zarifçe.. 


24 Haziran 2015 Çarşamba

Bademli Kaya Çikolata

Şu aralar çikolatalı'yım, hem de çok..Çikolata kursuna gittiğimden beri çikolata eritmekten, derecesini ölçmekten, onunla bunu, bununla şunu bir araya getirmekten ve şu kalıpta oldu, bunda olmadı yöntemiyle elime geçeni denemekten alamıyorum kendimi..Ama bir fotoğraf çekimi için dahi fırsat bulamadıklarım oluyor, o kadar hızlı tükeniyorlar ki..

Ama en kolayı, en stressiz yapılanı, uzun süre buzdolabında dayananı ve el aleme ikram ederken utandırmayanı kaya çikolata..Biz çok severek yiyoruz, bu bayram bir değişiklik yapıp kendi çikolatasını ikram etmek isteyenlerle de paylaşmak istedim, şekilsiz, çirkin ama çıtır çıtır ve bol çikolatalı tadıyla insanı kendine müptela eden bu çikolataları..Tarifine geçelim mi artık?



250 gr.File Badem     
1 kahve fincanı Su     
25 gr.Pudra Şekeri     
450 gr.Bitter Çikolata

Bir kapta bademler, su ve pudra şekeriyle karıştırılarak yağlı kağıt serili bir tepsiye yayılır. 200 C fırında arada karıştırılarak 12 dak. hafif kızarana kadar pişirilir. Fırından alınarak oda sıcaklığında soğumaya bırakılır. Çikolata BenMari usulü eritilip, temperleme yapılarak 31-32 dereceye getirilir. Bademlerle karıştırılarak yağlı kağıt serilmiş bir tepsiye tatlı kaşığı ile öbek öbek yerleştirilir. Oda sıcaklığına geldikten sonra buzdolabında saklanabilir.   

Afiyet Olsun..


Bazı detaylardan da bahsedeyim kısaca, ben normal marketlerdeki bitter çikolatadan kullandım, kuvertür vs. diye kasmadım. oldu mu? Olma mııı? :)) Temperleme için derece mevzuuna çok takılmayın, anne olanlar mama sıcaklığını tuttururlarsa serçe parmak testi ile, tamamdır..Son olarak da bize bu mucizevi banyo yöntemini (Bain Marie) kazandıran Marie'ye şükranlarımı iletiyorum..

Yine yiyoruz ya, durun bakalım, sonumuz hayrola..Keyifli bir gün diliyorum herkese.. 





22 Haziran 2015 Pazartesi

Bizim Kızlar

Şu keçe ne güzel şey..Söz dinler, istediğin forma girer, ama duruşunu bozmaz yine de, içini doldurmasanız bile yıkılmaz, serilmez yerlere, dik durur hep..Elde dikişe de gelir, makina iğnesine de..Keçeler böyle marifetli olunca, evde de ziyadesiyle keçe olunca, arada kalkıp bir şeyler uyduruveriyor insan gönlüne şenlik olsun, eve renk geliversin diye.. 

Hep aklımda olan ama henüz denemediğim desenlileri var bir de, her gördüğümde aklımda onlarca fikir uçuşuyor, ama henüz zamanı gelmedi ki, daha denemem olmadı..Şİmdilik desenli keçeler fikrimde, evdekiler hep elimde..

Sizi bizim kızlarla baş başa bırakırken, herkese keyifli bir hafta diliyorum..




19 Haziran 2015 Cuma

Tatlı


Ramazan biraz da tatlı demek bizim için. Sanki diğer zamanlarda çok mahrum bırakıyormuşuz gibi kendimizi, tatlılara daha bir önem veriyoruz bu zamanlarda.

Ramazan demek hareketsizlik anlamına gelmemeli tabii.. Her zamanki gibi yürüyüşlerimizi ihmal etmiyoruz, ama tabii mutfakta daha çok vakit geçirip, gün içindeki yemek saatlerinden sağladığım zaman tasarrufunu, yeni deneylerle, daha uzun, daha karmaşık yemeklerle değerlendirmeye bayılıyorum.

Ama günler uzun, geri kalan vakit biraz tembellik, biraz da kendimi tanımama yardımcı olacak, içime şöyle bir çekilip, kendimi gözden geçirecek, hatalarımı bulup, içimdeki gücü ve güçsüzlüğü farkedip kendimi baştan inşa edecek bir şeyler okumakla geçiyor. 

Ama tabii bu kadar plan-program arasında tatlı yapmak, paylaşmak ve yemek için vakit hep var, hep olacak..Bazen bugünkü Fıstıklı İncir Tatlısı gibi çok pratik, bazen uzuun vakitler alan, ama hep yapacağım bu ayda da ve hep paylaşacağım sizlerle..    


Fıstıklı İncir tatlısında aslında siz fazla bir şey yapmıyorsunuz, doğa ana yapmış zaten tatlının en harikasını, bizimki biraz süslemek, ikram sırasında saatler harcanmış bir tatlı havası yaratıp, tadım sırasında yüzleri biraz daha fazla güldürmek, başka nedir ki?


12 Kuru İncir     
500 ml.Su     
200 gr.Tozşeker     
1 Limon     
Kaymak     
Antep Fıstığı Tozu


İncirler enlemesine kesilerek yarılır ve su ve şekerle kaynamaya bırakılır. İçine limon kabuğu ve bir kaç damla limon suyu eklenir. İncirler yumuşadığında ateşten alınır ve soğumaya bırakılır. İyice soğuduklarında şerbetten çıkarılıp yarıklara birer tatlı kaşığı kaymak doldurulup kaymaklı kısımlar fıstık tozuna bulanarak servis tabağına alınır.

Afiyet Olsun. Ramazanınız tadıyla, tuzuyla, tam kıvamında geçsin..




18 Haziran 2015 Perşembe

Ramazan

Bu yıl her zamankinden daha da heyecanlı karşılıyorum bu özel ayı..Her yıl aile büyükleri ile iftar sofralarında bir araya gelmek önemliydi benim için, bu geleneksel günleri ritüelleri ile, olması gerektiği gibi, tam da çocukluğumuzda yaşananlar gibi geçirmeye gayretim hep vardı..Ama geçen yıllarda o iftar masalarından eksilenleri hatırladıkça, "iyi ki özenmişim" diyorum, "iyi ki üşenmemişim, iyi ki yaşamışım, yaşatmışım o anları" diye seviniyorum ve bunlar aklıma geldikçe, daha çok anı biriktirmeye çalışıyorum işte..Yeni nesil akıllı telefonları ile fotoğraf biriktirirken, "baakk, bunu da burada şunlarla yemiştik" derken birbirlerine, ben o anıları hafızama, kokuları burnuma, tatları damağıma kazımaya çalışıyorum, sanıyorum ki, giderken ardımızda fotoğrafları bırakacağız ama bu güzel anlar ruhumuzun bir yerlerine sıkışıp bizimle gelecekler uçtuğumuz yerlere..

Bu duygularla hazırladım bu iftarlık örtümü..Runner ve sıcak pidelerin üstünü örtmek için bir ekmeklik örtüsü..İşlemesiydi, dikmesiydi, biraz telaşa verse de beni zaman olarak, biraz parmaklarımda minik zedelenmeler yapsa da işlemekten, yani alelacele işleyip durmaktan, bitti, sırasını bekliyordu, o da geldi işte nihayet..

Örtümle birlikte şerbet için, hurma için, masadaki süslenmesi mümkün bilumum ıvır-zıvır için de hazırlıkları belli bir şamaya getirdim ki, Ramazan da tam bu sırada çıktı geldi işte..


Herkese hayırlı, en güzel anılarla geçecek bir Ramazan diliyorum..Kendi içimize de dönelim bu ramazan ve başladığımızdan farklı birer insan olarak bitirelim bu güzel ayı.. 







17 Haziran 2015 Çarşamba

Yazmak, Hep Yazmak


Okumayı hep sevdim ama, yazmak hep çok özeldir benim için. Yazarak anlatırım en iyi, yazarım, her şeyi, her yere, herkes için..Kavanozlar, not kağıtları, elime bir kalem verin benim, üzerine harf yazabilecek büyüklükte herhangi bir şey, sıkılmam ben, yazarım..

İşte galiba en çok da bunun için sevdim bu yiyecekleri etiketleyerek ikram etme fikrini..Fimo hamurundan yapıp fırında pişirdiğim kesme tahtalarını kara tahta boyası ile boyadım ki, istediğim kadar yazıp yazıp sileyim, kullanayım hep..Yazayım, hep yazayım, yazdıkça dökeyim içimi, döktükçe içimi yenileri doldursun yerini, tekrar yazmak ve tekrar dökebilmek için satırlara.. 



16 Haziran 2015 Salı

Kahvaltılık Birşeyler


Ramazan öncesi kısa bir seyahatin ardından yine buralardayım. Evde olmak güzel, insanın kendi evinin huzuru başka..Sanıyorum önceki hayatımda ev kedisiydim ben :))


Evi severim, eve ait her şeyi de..Ama şu kahvaltı olayından çok da hoşlanmazdım. Şimdi de, günün en sevdiğim öğünü değildir, yalnızsam, hiç uğraşmam öyle peynirle-zeytinle, çayla..Pazar kahvaltıları hariç tabii.. Onları her zaman severim, hep aileyi hatırlatır bana, insanın birlikte bir şeyleri paylaşabileceği aile fertlerinin olmasının sıcaklığını, güzelliğini hatırlatır..

İşte böyle bir kek pişirince gündelik kahvaltıların yerine geçmez mi ki sabahları bir dilimi? Aslında pazar kahvaltısında yenir en güzeli, zaten kendinden peynirli, zeytinli bu kahvaltı keki ile pazar kahvaltıları daha da sevimli gelmez mi insana?  


Akşam çayı ile daha mı güzel olur yoksa? Ya da Ramazan önümüzde işte, sahura da yakışır mı ki? Yaa, evdeki her şeyi özlemişim ben işte, kahvaltıyı bile..Şimdi hemen kolay mı kolay tarife geçelim..

2,5 su bardağı Un     
3 Yumurta     
1 su bardağı Ufalanmış Beyaz Peynir    
1 kahve fincanı Dilimlenmiş Yeşil Zeytin     
1 kahve fincanı Dilimlenmiş Siyah Zeytin
1 su bardağı Yoğurt                                        
1 çay bardağı Sıvı yağ
1 pk.Kabartma Tozu

Un, kabartma tozu, yumurta, yoğurt ve sıvı yağ mikserle çırpılır. İçine peynir ve zeytinler eklenerek kaşıkla karıştırılır. Dikdörtgen bir kek kalıbında 175 C fırında 40 dak. pişirilir.

Afiyet Olsun..Hoş bulduk..



4 Haziran 2015 Perşembe

Bir Çeşit Hastalık


O günkü havana göre bir şeyleri bir araya getir, onu fotoğraf olarak hayal et, çek, beğenme, tekrar getir, götür, çek, sil...

Bu aralar İstanbul fotoğraf çekiminden çok bulutlu ama ılık havada denize karşı çay içme havalarında ama, blogger'lar anlar halimi, çekmeyince, yayımlamayınca, bir şeyler eksik kalıyor sanki..


3 Haziran 2015 Çarşamba

Hava Kapalı Olunca


Şu gri bulutlar güneşin önünü kesip, açık pencereden içeri birazdan yağacak yağmurun o nemli esintisi girerken çay keyfi de başka olmuyor mu sizce de? İster pencere kenarında bir koltukta, ister merakla bir kitabın sayfalarını çevirirken, ocakta demlenen çayın kokusu fırından yükselen kokularla karışırken, yağmuru daha çok sevmiyor mu insan?

Mideyi tıka basa doldurmadan, biraz damağa, biraz göze hitap eden küçük bir şeyler atıştırırken insan akşam üstleri, sanki günün kalanı için de enerjisini topluyor, yenileniyor. Seviyorum bu minik atıştırmalıkları ben..
  

Hazır milföy hamurundan olduğu için çok kolay bu Papatya Börekleri..Yani aklınıza düştüğü an kalkıp, pişirip, aynı anda çayı da hazırlayıp, en çok yarım saat içinde siz de katılabilirsiniz bizim bu çay keyfimize..Haydi, kalkın hatta, ne duruyorsunuz?

100 gr.Beyaz Peynir     
½ demet Maydanoz     
2 Yumurta     
Çörek otu    
10 Yaprak Milföy Hamuru  

Bir kapta beyaz peynir ezilerek kıyılmış maydanoz ve 2 yumurtanın akıyla karıştırılır. Milföy hamurları unlanmış tezgahta incecik açılır. Çiçek şeklindeki kurabiye kalıpları ile kesilir. Çiçeklerin yarısının üzerine peynirli iç konup, diğerleri üzerlerine kapatılır. Üzerlerine yumurta sarısı sürülüp, çörek otu serpilir. 200 C fırında 15 dak. Pişirilir. 

Afiyet Olsun..


2 Haziran 2015 Salı

Hobilemece'nin Tarifleri


Artık her şeye internetten ulaşabiliyorken bile, eski günlerdeki gibi televizyondaki yemek programlarından tarifleri izleyip, aceleyle malzeme listesini not etmeye çalışırken, nasıl yapıldığını da kaçırmamaya gayret göstererek tarifleri toplamak, bir yandan da deneyeceğim günü düşünmek, pişirdiğimi hayal etmek, sanki beğenilmiş, övgüler almış gibi daha şimdiden yüzüme yayılan bir tebessümle yerimden kalkmak ayrı güzel, ayrı bir zevk..


Bu durumda tabii, post-itlere, banka ajandalarına, arkası lüzumsuz şeylerle yanlış basılmış müsvedde kağıtlara not alma devrinin de sona ermesi gerekiyordu artık, ayıptır en nihayetinde şu kadar senenin blogcusu-kanaviçecisi-dikiş meraklısı-yemek aşığı olaraktan :))

Defterimi kumaşla kaplamaktan ziyade defter çantası tarzında çok kullanımlık bir kılıf diktim aslında, adamakıllı çalıştım yani, dışı keten, içi keçe, kanaviçesini, dantelini zaten görüyorsunuz, anlatmaya ne hacet?

Sevdiğim renklerde oldu defterim, bir de şu geç gelen bahar yüzünden müdür nedir yeni yeni gönlüme düşmeye başlayan pembelerle renklendirdim.

Ve şimdi, gidiyorum, bir kaç gündür işlediklerimi sökmeye..Şu blackwork işlerken ne kadar el oyalayıcı ise bir de sökerken görün, korkunç..Yani herkesin aklında olsun, full konsantrasyonla işlemelisiniz bu işi, yoksa sökmesi ölüm..

Çok pratik bir tuzlu tarifle geleceğim, izlemeye devam edin beni.. 






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...