29 Kasım 2013 Cuma

Peynirli Kanepe


15 dakikada hazırlayabileceğiniz bir ikramlık..Hepimiz bu aralar yıl sonu telaşıyla çook meşgulken, en iyisi böyle pratik bir şeyler ikram etmek gelenlere..

8 Kare Milföy Hamuru     
300 gr.Beyaz Peynir     
4 diş Sarımsak               
2 çorba kaşığı Biber Salçası
2 tatlı kaşığı Nane, Pul biber                          
4 çorba kaşığı Sıvı yağ    
1 Yumurta
4 çorba kaşığı Dövülmüş Ceviz  


Milföyler 4’e bölünüp yağlanmış tepsiye dizilir. Üzerlerine yumurta sarısı sürülür. 180 C fırında 15 dak. pişirilir. Bir kapta peynir çatalla ezilir. Üzerine dövülmüş sarımsak, salça, nane, pul biber, yağ ve ceviz eklenir. Soğuyan milföyler ortadan ikiye bölünür. Aralarına peynirli karışım sürülüp kapatılır. Üzerlerine kürdan batırılarak servis yapılır.  

Afiyet Olsun.

27 Kasım 2013 Çarşamba

Sakin


Sakinim bu aralar, sakin ve dingin..Sakince kalkıyorum sabahları, kahvaltımızı sakin sakin yapıyoruz..Yavaşça bir şeylerle uğraşıyorum mutfakta, bir seremoniye dönüştürerek mutfak önlüğümü giymeyi...Sonra, sonra 3 satır işliyorum bir şeyler, ara veriyorum hemen, usulcacık içiyoruz kahvemizi bu aralar, fincanda soğumasına izin vererek son yudumların...

Bu yıl yordu hepimizi, hiç birimiz yılın ilk günlerindeki biz değiliz artık..Ben, o günlerdeki ben değilim..Şimdi, tepine tepine ağlayıp da yeni susmuş çocuklar gibi üzerime çöken tatlı yorgunlukla uykuya dalmak üzere gibiyim..Şimdi, yeni dinen yağmurun ardından çimlerin kokusunu içime çekiyor gibiyim..Şimdi, biraz önce kıyıya vurup çekilen dalganın ardından parıldayan ıslak kumların ışıltısı ile gözlerim kamaşmış gibiyim.. 

Özlemişim...



26 Kasım 2013 Salı

Otlu Mısırlı Muffin


Bugün sağlıklı bir tarifimiz var, renkli, lezzetli ve kepekli..Deniz Berdan'dan, skinnycook'tan..

Aslında biliyorsunuz, ben "her şeyden ye, ama kararında" felsefesini savunurum, ama zaman zaman kepekli bir şeyler yapmıyor da değilim. Daha çok lezzetli ve kepekli olmasına dikkat etsem de, lifin kan şekerinin daha yavaş yükselmesini sağlamasının avantajından faydalanmaya da bir itirazım yok tabii..

2,5 su bardağı Kepekli Un     
1 çay bardağı Sıvıyağ     
2 Yumurta     
1,5 çay bardağı Mısır Unu    
1 su bardağı Süt     
60 gr.Rende Kaşar     
1 Dolmalık Kırmızı Biber     
½ demet Maydanoz     
5 Taze Soğan     
4 çorba kaşığı Tane Mısır     
1 çay kaşığı Karabiber     
1 çay kaşığı Kırmızı Biber     
1 tatlı kaşığı Kabartma Tozu     
Tuz  

Bir kasede unlar, kabartma tozu, sıvıyağ, yumurta, süt, karabiber, kırmızı biber ve tuz çırpılır. İçine doğranmış taze soğan, rende kaşar, kıyılmış maydanoz, mısıor ve küp doğranmış kırmızı biber eklenerek karıştırılır. Muffin kalıplarına paylaştırılıp 180 C fırında 25 dak. Pişirilir. 

Afiyet Olsun.

Bu arada, Çilekli Pavlova'm ile bir yarışmaya katıldım. Ziyaret eder de, tarifime bir yorum bırakırsanız, beni çok mutlu edersiniz..Tık Tık

Şimdiden herkese teşekkürler


25 Kasım 2013 Pazartesi

Gazete Keyfi...ve özlem


Yok, benim değil bu seferki keyif, ben İstanbul'un bu kapalı, yağmurlu, soğuk ve bazılarına göre de kasvetli gününü bir elimde not defteri, bir elimde sıcak içecekler, bütüün bir gün kanal kanal gezip yemek tariflerini seyredip, not ederek geçirdim. Tam tembellik günüydü yani..Ama öyle demeyin yine de, nedense utanırız bundan ama, bünyenin de şarj olmaya, plan programlar yapabilmek için kendisini nadasa bırakmaya ihtiyacı oluyor arada..


Şemasını görür görmez aşık olduğum çalışmalardan biriydi, işledim, muradıma erdim. Köpekçikler artık hobi odamda benimle birlikteler..Ben odamda bir şeyler yaparken onlar da gazete okuyorlar bir köşede.. 


Köpek besleyenler bilirler, her köpeğin farklıdır gazetelerle ilişkisi. Bir ev köpeği olan Lucy, pek ilgilenmezdi evdeki gazetelerle..Fındık ve Fıstık ise bahçede unutulan her gazeteyi, neredeyse eşit kalınlık ve uzunlukta şeritler haline getirip bahçenin dört bir yanına eşit şekilde dağıtmakta ustaydılar. Bozo ve Sasha ise, yaramazlık yaptıklarında gazete ile yere vurduğumuzdan, ne zaman gazete görseler, kötü kötü bakıp oradan uzaklaşırlardı... 


Bu arada bu şemaya vurulma sebeplerimden biri de galiba bu yavrunun bizimkileri hatırlatması bana...Bilmem, kimseyi kokusuyla özlediniz mi hayatınızda, başka bir şey bu...


Hüznü bir kenara bırakıp konumuza dönersek, çerçevemi de Levent'e yaptırdım ve panoyu asıl gösteren de bunlar oldu doğrusunu söylemek gerekirse..İyi ki varsın eşim...

Bir dakika, aklım takıldı işte, sahi, siz hiç birini kokusuyla özlediniz mi hayatta?

22 Kasım 2013 Cuma

Bugün Cuma, Ya Yarın?


Yaşasın, bugün Cuma...Çalışanlar için tatil günlerinin habercisi, çalışmayanlar için, hele de benim gibi İstanbullu çalışmazlar için evden çıkılmayacak günlerin...Çünkü hafta sonları yollar ve kaldırımlar telaş içerisinde eğlenmeye, dehşet içinde alışveriş etmeye, panik halinde dinlenmeye çalışan kalabalıklarla öyle dolu oluyor ve bu kalabalıklar çoğu zaman öyle tahammülsüz, aceleci, kavgacı oluyorlar ki, ortalıkta pek görünmeyip, kendi eski hallerimi hiç hatırlamayıp, huzura kaçmayı tercih ediyorum genellikle..

Benim gibiler ve yağmurlu hafta sonu için alternatif arayanlara tavsiyelerim, günü camın önünde sokaklardaki o kalabalıkları, yağan yağmuru seyredebilirsiniz, bir elde kitap (gazete, nakış, neyse işte kafa dağıtan), öbüründe kahve ile daha da güzelleşen bir aktivitedir bu... 


Bir kenarda sessizce oturup, yıl sonu da yaklaşırken, eski yılın muhasebesi, insan kaynakları terminolojisi ile "geliştirilmesi gereken" yönlerin tespiti, (hatta abartıp SWOT analizi), "önümüzdeki yıl kesin yapılacaklar" listesi, "bir daha asla"lar listesi yapılabilir. Aralık ayına bırakmayın, yeni yılı kutlamaya çalışmanın telaşından fırsat olmuyor çoğunlukla...


Öylece oturup, hiç bir şey yapmadan bütün günü televizyona da ayırabilirsiniz tabii. Genellikle erkekler için "ata sporu" sayılan ve sadece kumandayı tutan parmak kaslarını geliştiren bu aktivite, çok sık tekrarlanırsa sizlerde farklı kasları geliştirecektir, aman dikkat. Ama arada bir yapıyorsanız, neden olmasın ki, bir tatil gününde de "yine barıştılar", "şimdi de boşandılar", "pişti oldular" gibi daha önce takip etmeye fırsat bulamadığınız derin konularla ilgilenebilirsiniz. Sadece zayıflama, evlenme ve boşanma dertlerinden oluşan bir hayat, ayıplamamalı, onlar da lazım...  

Ne yaparsanız yapın, sevdikleriniz yakınlarınızda bir yerlerde olsun, ister yan koltukta, ister telefonun ucunda, hatta karşıdaki fotoğraf çerçevesinin içinde..Ve onlara sevdiğinizi tekrar söylemek için fırsat olsun bugün. Çünkü bugün çok önemli, bugün Cuma...Ya yarın, yarını göreceğimiz kesin mi? 


21 Kasım 2013 Perşembe

Duvarların Dili Olsa


Olsa da anlatsa, astıklarımla anlattıklarımı, çakılan her çiviyle aslında cümlelerime noktalar koyduğumu..


İki melek hobi odama davet ediyorlar neşeyle evime her gireni...İlk evlendiğim yıllarda almıştım, daha o yıllardan kaptırmışım gönlümü...


Mutfak demek, su değil, yemek değil, sıcak bir kahvedir, turtadır, pastadır, kurabiyedir benim için...Bu, duvardan seslenen çerçeve öyle söylüyor, mutfağa girip su içerken bu sese kulak verin, tutmayın beni, size kurabiye yapmama, pastalar yapmama izin verin sadece...


Kapıdan girince hemen gördüklerinizden kelebeklerimiz. Naiftir kelebekler, kırılgandır, çoğunluğu tırtıl olarak, çalışmaktan sürünerek geçirilmiş bir ömrün en renkli, en güzel sonudur. Ne anlatayım başka, bizi anlatıyorlar işte kapıdan içeriye başını her uzatana...

Girdiğiniz evlerde duvardaki çiçeğe, nazar boncuğuna, testiye, kaşığa, her ne varsa asılı, iyi bakın, duvarların dili vardır belki de...Belki de o "tanıdık"larınızı, yani tanıdığınızı sandıklarınızı ilk defa duvardaki boş bir çivi deliğinden tanıyacaksınız kulak vermesini bilirseniz...

20 Kasım 2013 Çarşamba

Cevizli Brownie


Kakao ile ceviz, çok yakışıyorlar doğrusu, o kahverengi karelerinden içinde parıldayan sarı çakıl taşları... 

1,5 su bardağı Toz şeker 
3 Yumurta  
1 kahve fincanı Süt   
1 çay bardağı Kakao
1,5 su bardağı Un  
½ pk.Kabartma Tozu      
 1,5 su bardağı İnce Çekilmiş Ceviz
1 su bardağı Sıvı yağ

Yumurtalar şekerle çırpılır. Yağ, kakao, süt, un ve kabartma tozu ile çırpmaya devam edilir. Ceviz içi   eklenip karıştırılır. Karışım yağlanmış dikdörtgen bir kek kalıbına boşaltılır. 180 C fırında 30 dak.pişirilir. Kare dilimler halinde kesilerek servis yapılır.

Afiyet Olsun.


19 Kasım 2013 Salı

Kanatlılar



Yeni yıla yeni bir şeylerle girmek lazım deyip, işe bileklikle başladım. Mumlu ipe geçirilen bir kaç boncuk altı üstü..Ama melek kanatları işte, melek bir de yanında, nazara karşı kocaman bir nazar boncuğu, şans için bir mavi boncuk, bir de kız pembesi... 

Yani meleklerimden üzerimde de taşıyacağım bu yıl, sonuçları yıl sonuna paylaşırım, 2014 sonunda yani...

Bu arada, evde kanatlarla ve kanatlılarla uğraşan tek ben değilim, biliyorsunuzdur. Ama benimkiler ne kadar kısaysa, onun çalışmaları o kadar uzun, ayları bulan, ince ince işler..Birleştirmeler, hava tabancası ile ince ince boyamalar, zımparalamalar, iç kısımda kaldığı için hiç görünmeyen o kokpitteki her bir göstergenin bile ne çok detayı var, Allahım, inanılmaz..Evet, Levent de maketlerinden birini daha tamamladı, P 40 Tomahawk. Gidip gelip onu seyrediyorum bu aralar, kutudan gri gri çıktığı gün dün gibi gözümün önünde, ama ustasının ellerinde neler oldu, baksanıza...   

Biz kanatlandık uçuyoruz bu aralar, bizi tutabilene aşk olsun, bizi semada gören dilek tutsun :))


18 Kasım 2013 Pazartesi

Birilerinin Meleği Olmak



Yeni yıla melek gibi girebilmek için Tülin yine bir fırsat sağlıyor bizlere..Yaş, cinsiyet, kurum sınırlaması olmadan...Kimlerin kısmetiyse artık...

Haydi, birileri ile güzel bir şeyler paylaşalım, küçücük hediyelere yüreklerimizin sıcaklığını da sarıp gönderelim..Hatırlanmak, yalnız olmadığını bilmek, belki de en güzel hediye yeni yılda...En minik hediyeniz bile bunları da yanında ulaştıracak sahibine, haydi, birilerinin meleği olarak girelim yeni yıla...

Detaylar Bulut Gölgesi'nde... 



15 Kasım 2013 Cuma

Beş Altı'dan İyidir


Bugün Cuma..Bugün bir başlangıç yapın, bugün hayatınızın en özel insanları için, yani eşiniz için, çocuklarınız için, anneniz, babanız için o en nadide, en pahalı tabakları çıkarın dolaplardan...Kristal bardaklar masadaki beyaz örtünün üzerinde yerini alsın...Çizilmesin diye misafirin bile en değerlisini (!) bekleyen o altın kaplamalı çatal-bıçakları diziverin şöyle tabakların yanına... Değil mi ki yokluğu en çok yaralayacak olanlar en yakınımızdakiler, onların hakkıdır o eennn süslü tabaklardan bardaklardan yemek içmek...

Hayalinizdeki o yeni eve taşınmayı beklemeyin o tabakları gündeliğe kullanmaya başlamak için, çocukların büyümesini, emekli olmayı, uygun masa örtüsü almayı, eşyaları değiştirmeyi...O gün bugün işte...

Boşverin kırılsınlar, bugün çizilsin o bıçakların ayna yüzleri, kristal bardağın üzerine kakmalı o boncuklardan ikisi düşüversin yerlere bugün...Takımlar bozulsun, boşverin...Her zaman söylerim 5 kişilik bir yemek takımı her zaman 6 kişilik olanlardan daha kıymetlidir. O ailenin yaşamının tam da içindedir o tabak takımı çünkü...Çizilmiş çiçek desenlerinden anlarım en son hangi iştahlı çocuğun bıçağıyla üstünden geçtiğini...Eşine yardım etmeye çalışan beceriksiz babanın mutfağa taşırken kırdığı bir bardağın yerine eklediğiniz takımdan farklı sırıtan o bardak, o neşeli gecenin kahkahalarını getirir sofraya...  

O yüzdendir ki ey hamarat, misafirperver Türk kadını, güzel olan, tiyatro dekorlarında değil, bu hayatı günü gününe seninle yaşayan tabaklarla sunmandır ikramlarını..Çizgisiz, siliksiz, su lekesiz olması değildir önemli olan o takımların, seninle gülmüş, ağlamış olmalarıdır ve bu yüzdendir ki, her zaman beş altı'dan iyidir..Bozulmuş takım, yaşanmış hayatları gösterir...BU yaşa gelirken hangimiz tam kaldık ki zaten, hepimiz bir parça eksilmedik mi? Varsın onlar da eksik kalsınlar, yeter ki tebessümler eksilmesin yüzlerden...



14 Kasım 2013 Perşembe

Meşgulüm



Yazda kalma gemi fotoğrafları...Bir ada yolculuğundan kalanlar...


Siz bunlarla eyleye durun gönlünüzü, ben meşgulüm biraz, şşşttt....


13 Kasım 2013 Çarşamba

Şeftalili Tart


Tamam, şeftaliyi öyle, kendi kendine, "şeftali" hali ile yemek de çok güzel ama, biraz hamur, biraz kremadan da zarar gelmez, değil mi ama?

1 su bardağı+ 4 çorba kaşığı Un     
115 gr.Margarin     
2 çorba kaşığı Tozşeker    
1 Yumurta Sarısı
4 Şeftali
Kreması: 
2 Yumurta     
1,5 çay bardağı Tozşeker     
1,5 yaprak Jelatin     
Vanilya     
1 su bardağı Süt
1,5 çay bardağı Krema   

Krema için 2 yumurta ve 2 yumurtanın sarısı şeker ile çırpılır. Süt ısıtılarak jelatin içinde eritilir ve vanilya ile birlikte yumurtalara eklenerek çırpılır. Malzeme kısık ateşte pişirilerek soğumaya bırakılır. Un, yağ, şeker, yumurta sarısı ve 2 çorba kaşığı su hamur yapılır. 1 saat buzdolabında dinlendirilir. Dinlenmiş hamur bir tart kabına yayılır ve üzeri çatalla delinerek 180 C fırında 20 dakika pişirilir. Tart soğumaya bırakılırken krema çırpılır ve yumurtalı karışıma eklenerek krema tartın içine doldurulur. Dilimlenmiş şeftalilerle süslenip biraz tarçın serpilerek buzdolabında 30 dak. bekletildikten sonra servis yapılır.     

Afiyet Olsun.

12 Kasım 2013 Salı

Anka


Bir yaz tatili sırasında yol üzerindeki bir porselen mağazasından almıştık bu tavus kuşu kutuyu. Salonun o zamanki yeşilli dekorasyonuna da uygundu, gözlerime de..Salon artık yeşil değil, gözlerimse, 40'lı yaşlarındaki her kadın gibi aynada artık renklerine değil, içindeki pırıltılara, heyecanlara ve kırgınlıklara değer verdiğimden sanıyorum, artık ne renkler çok da farkında değilim...Ama tavus kuşumuz hala başköşede duruyor ve direniyor zamana.. 

Feng Shui'ye göre tavus kuşu, anka kuşuymuş aynı zamanda, yeniden başarıya ulaşmak için topraktan, külden ve hayal kırıklığından doğarmış. Tam da 40'lara yakışan bir doğuş... 

Bu arada yastıklarımın gülleri bitti, 2 tane işledim, biri kırmızı, biri pembe...Geriye minderleri kaldı, yastıkları kaldı..Dikmeye üşendim, hazırını arıyorum uygun ölçülerde...Türk gibi başladık, bitiremedik bu sefer...Yastıklarım yeniden doğmayı bekliyor, benim doğru renk ve ölçülerdeki o minderlerle buluşmamı...



11 Kasım 2013 Pazartesi

Susamlı Açma


Kış geldi mi, daha fazla karbonhidrat gerekir bünyeye, hamur işi gerekir, sadece yemek değil pişirip yanında hediye götürmek gerekir...

3 çay bardağı Ilık Süt     
1 çorba kaşığı Maya     
1 çay bardağı Sıvı yağ     
3 tatlı kaşığı Toz şeker
6,5 su bardağı Un           
1 tatlı kaşığı Tuz           
60 gr.Margarin                
1 Yumurta
2 çorba kaşığı Yoğurt    
Susam

Bir kapta maya ve ılık süt karıştırılır. İçine sıvı yağ, şeker, tuz ve un eklenip yoğurulur. Oda sıcaklığında üzeri kapalı şekilde 30 dak. bekletilir. Süre sonunda hamur bezelere ayrılıp bezeler oklava ile pasta tabağı büyüklüğünde açılır. Üzerlerine eritilmiş margarin sürülüp rulo yapılır ve ruloların iki ucu ters yöne birkaç kez çevirip, birleştirilerek açma şekli verilir. Hamurlar aralıklı olarak yağlanmış fırın tepsisine dizilip üzerlerine kalan eritilmiş margarin sürülür. Bir kasede yumurta ile yoğurt çırpılıp, hamurların üstüne sürülür. Susam serpilip oda sıcaklığında 20 dak. Daha bekletilir. 175 C fırında 35 dak. Pişirilir. 

Afiyet Olsun.


8 Kasım 2013 Cuma

Mutlu Geçsin Günleriniz


Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum. 

Nerede olursanız olun yuvanızın sıcaklığını hissedebileceğiniz, 
karşılıksız sevmenin ve sevilmenin huzurunu iliklerinize kadar hissedeceğiniz, 
kötü sürprizlerle karşılaşmamanın neşesini doyasıya yaşayacağınız, 
hayatınızdan istemediğiniz her şeyi çıkarabileceğiniz umudunu hiç kaybetmeyeceğiniz, 
ve sağlık dolu 

bir hafta sonunuz olsun.. 

7 Kasım 2013 Perşembe

Muzlu Pudingli Çikolatalı Pasta


Çikolata tutkunları, hazır muz zamanlarına da kavuşmuşken pratik ve yumuşacık bir pasta için hazır mısınız? Ben çikolatayı ve muzu çok seven sevdiğim için yaptım, bilmem belli oluyor mu süslemesinden?

1 Sade Pasta Tabanı
1 pk.Muzlu Puding
1 pk. Krem Şanti
1 /2 pk. Çikolata Sos
2 Muz
3 su bardağı+2,5 çay bardağı Süt

Muzlu puding 2,5 su bardağı süt ile pişirilir. İçine ½ su bardağı süt ve krem şanti eklenip çırpılır. Çikolata sosu 2,5 çay bardağı süt ile pişirilip, soğumaya bırakılır. Pasta tabanının arasına muzlu kremanın yarısı sürülüp, dilimlenmiş muzlar yerleştirilir. Tabanın diğer yarısı üzerine kapatılıp, pasta kalan muzlu krema ile sıvanır. Üstüne çikolata sosu gezdirilip, buzdolabında soğumaya bırakılır. 

Afiyet Olsun.


6 Kasım 2013 Çarşamba

Bozuk Para Cüzdanı


Elimdeki iplerden bir şeyler yapayım derken aklıma geldi, yuvarlak başladım tığla, iki yanına yukarıya doğru uzunca devam ettim.


Çanta aparatını da aynı yünle dikince hiç belli olmuyor, değil mi? Üstündeki danteli, kurdele gülü en son diktim, bütün şirinliği de onlar verdi aslında..


Çanta aparatını geçirmeden önce tığ işimin içine astar diktim, mühim olan bozuk paralarımın konforu, değil mi ama? :)) En kenara geçirdiğim kurdeleyi de kumaş yapıştırıcısı ile sabitledim. Hem temiz bir görünüş için, hem süs için...


Evet, karşınızda işte ilk cüzdan çalışmam..

Bu günlerde İsytanbul'da güneşin ne zaman çıkacağı, bulutun ne zaman güneşin önüne geçeceği belli olmuyor. Ama bu hava en çok da sahilde birer fincan kahve eşliğinde ev yapımı kurabiyelerle keyif yapmak, temiz havayı içinize çekmek, çocuk kahkahalarını dinlemek ve sahilin tatlı kuyruklularını sevmek için uygun, kaçırmamak lazım. Ben öyle yapıyorum bu günlerde... 



5 Kasım 2013 Salı

Elmalı Turta Ama Bu Sefer Badem Dolgulusu


Evet, elmalı tarifler klasik, elmalı turta yapmayan yok, ama bu elmalı turta, tüm elmalı turtalara bir saygı duruşu...Deneyin, sizin elmalı turtanız farklı olsun.. 

500 gr.Yeşil Elma       
375 gr.Margarin   
1,5 çay bardağı+5 çorba kaşığı Toz şeker  
1 pk.Kabartma Tozu   
2 Yumurta            
5 su bardağı+5 çorba kaşığı Un
2 çorba kaşığı Sirke    
2,5 çay bardağı Dövülmüş Badem
1 pk.Vanilya               
Pudra Şekeri          
Tarçın 

Bir kapta 4 su bardağı un, kabartma tozu, 5 çorba kaşığı toz şeker ve küp kesilmiş 150 gr. Margarin yoğurulur. 1 yumurta, sirke ve 1 çorba kaşığı su eklenir. Hamura top şekli verilerek buzdolabında 20 dak. Bekletilir. Başka bir kasede 1,5 çay bardağı şeker, 1 yumurta ve küp kesilmiş 125 gr.margarin çırpılarak krema haline getirilir. İçine badem, 1 su bardağı ve 5 çorba kaşığı un ve vanilya eklenerek hamur yapılır. Dolapta bekleyen tart hamuru yağlanmış tart kalıbının dibine yayılarak kenarları yükseltilir. Üzerine bademli hamur yayılarak bastırılır. 

Bu arada elmalar soyularak küp küp doğranır. Elmalar en üste yayılıp, üzerlerine tarçın serpilerek 180 C fırında 30 dak.pişirilir. Soğuyunca üstüne pudra şekeri serpilerek servis yapılır.        

Afiyet Olsun.


4 Kasım 2013 Pazartesi

Şu Şişe Su Şişesi


Bir şişe su çok faydalıdır evin içinde. Böyle sprey bir şişede daha da faydalı..Ütüde lazım olur, çiçeklerin yapraklarına kullanılır, hobiler sırasında lazım olur, bir yere damlamış bir şeyi yumuşatır, işe yarar da yarar..


Boşalan ev kokusu şişesinin etiketini çıkardım, asetonla temizledim etiket izlerini.. İnternetten bastırdığım bir etiketi, kendinden yapışkanlı kağıtla birlikte yapıştırdım üstüne..Kağıdın kenarlarına şekilli delgeçle kelebekler yaptıktan sonra..Etiketin üzerini de bantla kaplayıp dayanıklılığını arttırınca neme karşı, tamamdır..Su iyidir, lazım olur...

1 Kasım 2013 Cuma

Kuru Meyveli Çörek


Paskalya çöreğini çocukluğumdan beri severim. Hafif tatlı, ekmeğimsi dokusu ile öylece sade de yenir, üzerine bal, reçel bir şeyler sürülerek de..Bu çörek de öyle..Hafif tatlı bir hamur, içindeki meyve şekerlemeli kısım asıl tadını veren. Paskalya çöreğinden tek eksiği, mahlebi yok, ama başka nesi eksik? :))

3 su bardağı Un        
60 gr.Margarin     
1,5 çorba kaşığı Toz şeker     
1 pk.Instant Maya    
1 kahve fincanı Su    
5 Yumurta            
100 gr.Meyve Şekerlemesi    
6,5 çorba kaşığı Pudra Şekeri 
1 çay bardağı Toz Fındık 

Bir kapta maya ve ılık su karıştırılır. İçine 3 çorba kaşığı un eklenir. Oda sıcaklığında 30 dak. Bekletilir. İçine 3 yumurtanın sarısı ve 1 tam yumurta, küçük kesilmiş margarin, kalan un ve toz şeker eklenip yoğurulur. Buzdolabında 1 saat bekletilir. Bir kapta meyve şekerlemeleri, fındık ve pudra şekeri karıştırılır. Dinlenen hamur dikdörtgen şeklinde açılarak, 5’e katlanıp, buzdolabında 1 saat daha bekletilir. Hamur tekrar büyük bir kare şeklinde açılır. İçine meyve şekerlemeli karışım döşenip rulo yapılır. Rulo ortadan ikiye ayırılır. Birbiri ile örülerek kek kalıbına yerleştirilip oda sıcaklığında 30 dak. Bekletilir. Üzerine 1 yumurtanın sarısı sürülüp, 180 C fırında 25 dak. Pişirilir. Meyve şekerlemeleri ile süslenerek servis yapılır. 

Afiyet Olsun.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...